Gönderi

·
Puan vermedi
#OkudumBitti #KitapYorumum #JodiPicoult #KüçükMuazzamŞeyler 522 sy #AprilYayınları Piyano tuşları siyah beyazdır ama zihnimizde rengârenk yankılar bırakır. ________________________ Merhaba arkadaşlar 🪽 Sizlere yine empatinin kraliçesi olan Jodi Picoult'un ayrıcalık güç ve ırk üzerine bildiğiniz her şeyi unutturacak, her sayfası tartışma yaratacak, günümüz uygarlığının nabzını tutacak, ön yargının anlamını yeniden sordurtacak “KÜÇÜK MUAZZAM ŞEYLER” adlı kitabının tanıtımı ile geldim... ________________ Ne üzücüdür ki insanlığın en büyük sorunlarından biridir ırkçılık ve ön yargı Hiç düşündünüz mü bu duygu doğuştan mı gelmektedir Yoksa çevresel faktörlerin etkisi ile sonradan mı öğrenilmektedir Küçük Muazzam Şeyler; Cinsiyet ve yaş gözetmeksizin tam anlamıyla ırkçılığın, nefretin, ön yargının psikolojik ve sosyolojik yanlarına ışık tutarak bununla birlikte doğurduğu sonuçları bir ders niteliğinde gözler önüne seriyor en can yakıcı haliyle.. Ve bu eserde tam olarak dolu dolu bunları okudum.. ➜Bir insan, bir insandan sadece ten renginden dolayı, gözü dönmüşcesine ne derece nefret edebilir... ➜Ne kadar kin güdebilir ve bunu hangi uç noktalara taşıyabilir.. ➜Bir ön yargı hayatları nasıl etkileyip değiştirebilir .. Nasıl akıl almaz şeyler yaptırır ve öncülük eder .. _________________________ KÜÇÜK MUAZZAM ŞEYLER 'de Hikaye yine geçmiş ve şimdiki zaman şeklinde ana karakterler ve kendi anlatımları üzerinden işleniyor Yeni doğan beyaz bir bebeğin ölümünden sorumlu tutulan, Afro-Amerikalı, doğum hemsiremiz RUTH. Beyaz ırkın üstünlüğüne inanan, kin, nefret ve ön yargılarla dolu , ölen bebeğin babası TURK .. İnsanı değerlere sahip, şevkatli bir anne ve eş olan aynı zamanda ise Ruhth'un avukatlığını yapan KENNEDY. Yine mahkeme salonları yine avukatlar yine duruşmalar yine sorgulayan & sorgulatan sosyal farkındalığa parmak basan kırılma noktası olan konular.. İlk sayfalardan itibaren beni içine çeken bir eser oldu, çoğu yerde gözlerimin dolmasına ve boğazımın düğümlenmesine sebep olan.. Bu eserin parmak bastığı önemli bir hususta; ırkçılığın ve ön yargının yanı sıra yanlız bir kadın ve bir anne olmanın o inanılmaz zorlukları çetinceleri .. Hele ki biricik evladınız için gelecek kaygısı taşıyorsanız.. Böyle bir eseri ,bir anne ve bir kadın gözünden okumuş olmak bana gerçekten ağır geldi. Bir kez daha ırkçılığa ve ön yargıya lanetler ettim... Konu üzerine söylenecek çok şey var fakat onun yerine ben, daha ve fazlasını anlatacak alıntılar ile sizleri baş başa bırakacağım... _________________________ KİTABIMIZIN KONUSUNA şöyle bir baktığımızda; Ruth Jefferson, on yıl önce görevli olarak gittiği Afganistan'da eşini kaybeden ve kendini evladına adayan bir annedir. Mercy-West Haven Hastanesi'nde doğum bölümünde yirmi yıldır hemşirelik yapan Ruth, bulunduğu noktaya gelebilmek için çok emek harcamıştır bir siyahi olarak... Muazzam şeyler yapmasına izin verilmeyen bir toplumda, küçük şeyleri muazzam bir şekilde yapan hemşirenin yolu bu kez beyazların üstünlüğüne inanan ve bebeklerini ancak kendilerinden birinin dokunmasına izin verecek Bauer ailesi ile kesişir. Hayat kurtarmaya yemin etmiş Ruth yıllarca öğrendiği herşeyi, ettiği yemini bir kenara bırakıp seyirci mi kalmalı,yoksa her şeyi göze alıp hayati tehlikesi olan bu bebeğe yardım mı etmeli ? Öyle bir an geliyor ki dokunmak ve dokunmamak arasında ince bir çizgide karar vermesi gerekiyor. Hisleri ve annelik iç güdüsü ile bebeği hayata döndürebilme adına gerekenleri yaparken hayatının sonunu da hazırlamış olur. peki şimdi soruyorum sizlere.. Böyle bir durumla karşı karşıya kalsanız ne yapardınız Daha ve fazlası bu eserde sizlere eşlik edecek, mutlaka okuyun ve okutturun derim ____________ KİTAPTAN ALINTILAR "Küçük muazzam şeyler yapacaksın sen," dedi annem. "Tıpkı Dr. King gibi." En sevdiği vecizelerden birine gönderme yapıyordu : Çok büyük şeyler yapamasam bile, küçük muazzam şeyler yapabilirim. "Ama" diye sürdürdü sözünü, "nereden geldiğini sakın unutma." "Her bebek, doğduğunda güzeldir. Onları çirkin yapan bizim tasavvurlarımızdır." “Bebekler nasıl da tertemiz birer sayfadır. Onlar bu dünyaya, ebeveynlerinin edindiği fikirler, dinlerinin sunduğu vaatler ya da insanları hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeklinde gruplandırma kabiliyetiyle gelmezler.” "Bebeği hastahanemizin zemin katında bulunan morga indirdim. Bu gibi bir deneyimin ,en zor kısmının ,annenin bebeği size verdiği kısım olduğunu düşünüyorsunuz ama değil .. Çünkü o anda anne için o hala bir bebek bir çocuk. İşin en dayanılmaz kısmı o minik örgü şapkayı , kundakladığınız battaniyeyi, alt bezini çıkarmaktır.. Onu ceset torbasına koyup fermuarını cekmek, buzdolabının kapısını kapatmaktır.." "Hapishanede yitirdiğiniz ilk şey özgürlüğünüz ise ondan hemen sonrası onurunuzdur.." "Dünyanın bir yapboz olduğunu ve sizin oraya aykırı bir parça olduğunuzu düşünsenize! Hayatta kalmanız için tek çare kendinizi sakatlamak, köşelerinizi törpüleyip zımparalayarak kendinizi oraya yerleşebilecek şekle sokmak olsaydı? Bunun yerine yapbozu değiştirmeyi neden başaramadık?" "Sence ırkçılığın yeryüzünden silindiği günü görecek miyiz?" "Hayır, çünkü bunun için beyazların eşitlik fikrini benimsemesi gerek. Kim, bile isteye, kendini ayrıcalıklı kılan bir sistemi yıkmayı seçer ki?" "Sizin de davalının da renkli insanlar oluşunuz eminim dikkatinizden kaçmıyordur. Bu durum adil karar alma kapasitenizi etkileyebilir mi?" Adam gözlerini kırpıştırıyor. Bir saniye düşünüp Odette'e cevap veriyor, "Sizin renginizin sizi haksız kararlar almaya sevk ettiği olur mu?" "Beyaz tenin ardına gizlenmek ne inanılmaz bir rahatlık, bu ırkçılara bakarak. Suçsuzluk karinesi lehine işliyor. Şüpheli olmuyorsun." Kölelik ne demek biliyor musun? "Yapacağı şeyleri ya da ona yapılan şeyleri seçemeyen insan." "Değer verdiğimiz insanları kaybetmemiz, kalanlar için şükretmemizi sağlıyor." "Uzun kışı atlatmış bir nergisin narin boynudur özgürlük.Kimse seni bastırmadan sesini duyurabilmek.Evet deme nezaketine ve daha da önemlisi, hayır deme hakkına sahip olmaktır.Özgürlüğün kalbi umutla atar.Her nabız atışı bir ihtimal barındırır."
Küçük Muazzam Şeyler
Küçük Muazzam ŞeylerJodi Picoult · April Yayıncılık · 2019296 okunma
·
145 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.