Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

62 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Herkese merhaba . Bugün size hayatta bize doğru olarak tasvir edilen durumlara ters bir açıdan bakmanızı sağlayacak ve düşünce yapınıza çok katkısı olacağını düşündüğüm âdeta baş ucu kitabı niteliğinde bir eserin yorumuyla geldim . Umut etmek sizin için ne anlama geliyor? Sizce zaman yönetilir mi yönlendirilir mi? Hiçbir şeyin olmaması sizi negatif biri yapıyor mu? Sevgi bir şeyleri çözmek için yeterli midir? "Hiçbir zaman olmayacak. Bu sözü kabullenmek büyük meydan okumalara eşdeğer benim için." Hepimizin hayatları kendi içinde farklı olsa da aslında ortak bir noktada buluşuyoruz ister istemez. Gerek yaşadığımız olaylarla gerek düşünce yapımızla. Öyle bir kitap okudum ki sanki yaşadıklarım için bana yol göstermek amacıyla yazılmış, bu şekilde düşünürsen hayata daha olumlu bakar içini bir nebze de olsa hafifletirsin demiş bana satırlar . Kitapta dikkatimi çeken yerlere değinip yorumlamak istiyorum daha çok. Çünkü kitapta bir kurgu yok, sohbet havasıyla yazılmış kişisel gelişim/deneme kitabı . Hayata hep olumlu bakmaya çalışıyor ve elimizdekiler gitmeyecek gibi yaşıyoruz. Oysa Hiçbir zaman her şey bizde kalacak gibi yaşayamayız. Hayatımız da her şey mükemmel olamaz, illaki bir şeyler olmayacak. Olmayacak şeylere takılıp kalırsak hayatı ıskalamaktan başka ne yaparız? "Genellikle umudu olur insanın. Her şey için umudu vardır. Ama bilinmesi gereken husus umut ederek de olmaz. Umutla hiçbir hayal gerçeğe dönmez. Umut insanın avuntusu ve belki de yüzleşmekten kaçtığı o hazin sonu ertelemekten başka hiçbir şey değildir. Umut varsa sonuç yoktur." Bu alıntıyı okuduğumda kendimi boşlukta hissettim. Bu yaşıma kadar hep Umut etmem gerektiği, Umut yoksa yaşamanın, beklemenin ne anlamı olduğu söylendi bana. Okuma grubumla birlikte okuduğum bu kitabı, okuyan kişiler de benim gibi düşünmüş . Yazarımızla küçük bir soru cevap yaptık ve daha iyi anladım. Demek istenilen şu aslında : Bizi hayata bağlayan şey umuttan ziyade hayata bakış açımız, heyecanımız, hayallerimiz, yapmak istediğimiz şeyler. Umut etmek kötü değildir elbette ama körü körüne bağlanıp olmadığında üzülmek yerine o durumun olmayacağı fikrine de sahip olmalıyız. Ben kitabı okumadan önce bu duruma hiç tersten bakmamıştım . Hayatımızda olumlu olan, mutlu olabileceğimiz bir sürü durum var aslında. Fakat biz tek olumsuz durumda bütün olumluları siliyoruz, neden? Hayatımda ne için ısrar ettiysem sonu hep olumsuz oluyor nedense. Ve çoğu şey olmuyor gibi geliyor. Stresli ve melankolik bir havaya sokuyor bu durum beni. Fakat kitapta okuduğum şu cümle yine bana farklı bir bakış açısı kazandırdı : "Hiçbir şeyin olmaması beni negatif biri yapmıyor,bunu yapabildikçe pozitifliğimin arttığını gözlemliyorum. Olmuyorsa olmuyor, olmuyorsa ve olmayacaksa düşüncelerimde yer bulmasına da lüzum yok. Olsaydı düşünürdüm... Olmadığı için üzülecek değilim ama olabilseydi sevinirdim." Ve bir konu olmadığında Hayırlısı buymuş diyoruz. Bunu söylemek ne kadar doğru? Sanki biraz bahane gibi. Önemli olan sormak, sorgulamak, öğrenmek hatta gerekirse soyut, somut her şeyden hesap sormak gerekmez mi? Basite indirgeyip hemen kabullenmek neden? Hayatımızda bazen sorgusuz sürekli bir çaba içerisindeyiz. Kimi zaman bir şeyleri elde etmek için kimi zaman bir insan için. Gerek var mı peki? Gerçekten değer mi verdiğimiz emeklere, harcadığımız zaman ve çabamıza? Benimde geçmişte yaptığım bana göre hata olan bir konuyu daha ele almış yazarımız. Bazen çabalamamak ve oturmak gerekiyor. Böylelikle aslında kendiniz hariç kim çabalıyor bunu da görmüş oluyoruz. Lakin bunu sürekli yapamayız çünkü sürekli durarak da olmaz. Her şey zamanında güzel . Kendimiz için yaşamalı, çabamıza karşı çaba yoksa orada bulunmamalıyız. Yoksa başka için attığımız yardım adımları bizi o adımlara muhtaç hale getirir. Başkaları için yaşadığın zaman birileri de senin için yaşasın isteyeceksin ama böyle bir şey hiçbir zaman olmayacak. "Sen başka kapının anahtarıysan diğer kapıların kilidinde kırılıp yamulmak zorunda değilsin. Bir kez sağa sola dönmeyi denedin belli ki kilidi açacak olan anahtar sen değilsin. Bırakmak zorundasın." Hayatta hep ileriye gitmeye çalışıyoruz. Kimse geriye, geçmişine gitmek istemiyor. Bize öğütlenen de bu. Hep daha iyisi ol, hep ileriye git hep hep hep... Oysaki bazen durmalı olayı, hissettiklerimizi sindirmeliyiz. Yaşadığımız özellikle olumsuz olaylar da depresif bir hale bürünerek olaylara algımızı kapatıyor ve hemen kendimizi en yakın hissettiğimiz kişiye koşarak fikir alıyoruz. Ya da genellikle her duruma karşı tek başımıza karar almaktan korkuyor ve onaylanma ihtiyacı hissediyoruz. Evet, birileriyle istişare etmeliyiz, dinlemeliyiz fakat her dinlediğimizi uygulamadan önce kendi akıl süzgecimizden geçirmeli, kendi fikirlerimizle hareket etmeliyiz. Her daim ve her yerde özgürce kendimiz olmalıyız. Kitabın dili akıcı ve sade. Fakat ben günlere bölerek okumayı tercih ettim. Çünkü gerçekten hemen hemen her cümlenin altını çizdim, sorguladım ve sindirdim. Kısacık bir kitap ama içerisi derya deniz. Kitabın ismi sizi olumsuzluğa sürüklemesin. Şu ana kadar doğru bildiğiniz bilgilere aslında ters bir bakış açısıyla bakarak yeni bir bakış açısı kazandırıyorsunuz kendinize, en azından bende böyle oldu . Okurken artık kendim ve hayatım için ne aradığımı daha net belirledim kafamda. Ve kitabın genel Parolası bence "Hayatında her şey dengeli olsun." Pekii Hayat baktığın yere göre dizayn edilir ve aradığına göre şekillenir. Sen ne arıyorsun kitap dostum? Benim için farklı, güzel ve yazarımızla bol bol sohbet ettiğim bir okuma süreci ve farklı bir yorumlama oldu. İyi ki de oldu. Bu kitap kesinlikle Tavsiyemdir . Her daim kendiniz olun ve kendinize güzel davranın . Sevgiyle...
Hiçbir Zaman Olmaz
Hiçbir Zaman OlmazTuğra Çakın · Kutlu Yayınevi · 2023277 okunma
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.