Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Baştan söyleyeyim, bu yorumun %80’i kitabın içeriğiyle ilgili olmayacak. Kitap güzeldi. Yazarın kültürü kullanması ve unsurları yerleştirerek yeni bir dünya oluşturmasını sevdim. Çoğu yerde Soraya’yı takmadıkları için sinirim aşırı bozuldu. Ama sonuç olarak bir yerde bazıları haklıydı bazıları haksızdı. Sonuç olarak kötü bir kitap değildi ve tek kitap olması tadında olmuş. Şimdi kitaptan biraz bağımsız kısma gelelim. Ben bu kitabı okuyunca aşırı kıskandım. Bunun nedeni yazarın tamamen kültürünü koruyarak bir evrene, fantastik unsurlara uyarlamasıydı. İran kültürünü yansıtan yeni nesle, yeni yüzyıla uyan bir roman oluşturulmuş ve bu aslında güzel bir şey. Hem de çok güzel. Beni kıskandıran asıl nokta şu biz Türkler neden kültürümüzü fantastik eserlere, yeni dünyanın olduğu kitaplara uyarlamıyoruz? Neden? Yazılan fantastik eserlerde bir kültür saklama çabası, yeni bir kültür, şehir, ülke ve ögeler oluşturma amacı taşıyoruz. Bu yurtdışında da böyle ve tamam bu fantastiğin gereği olarak olağan bir şey ama kültür yansıtmaktan çekinmemek gerekiyor. Şunda bir anlaşalım, bir kültürü fantastiğe uyarlamak ya da herhangi bir türdeki eserde kullanmak AYIP DEĞİL, SUÇ DEĞİL. Aksine çok güzel bir detay ve geleceğe iyi bir aktarım. Her insan klasik Türk edebiyatı okuyacak, kültür araştırmasına girecek diye bir kural yok. Bir şekilde bunu tozlu raflardaki belli başlı kitaplardan çıkarıp dünyayla buluşturmak gerekiyor. Ve bu diğer kültürler için de geçerli. İşte bu kitabı okuduktan sonra anladığım şey buydu. Neden biz de böyle bir eser yazmayalım? Elimizde koca bir Türk tarihi, mitolojisi ve güzel bir dil var. Biz de böyle bir şey yazabiliriz. Belki bu konuda eser veren tek tük yazarlar vardır ama bunu artırabiliriz. Neden arttırmıyoruz? Neden kendi çapımızda olsa bile dünya standartlarına yeni bir şeyler eklemiyoruz? Biliyorum bunu okuyanlar bu söylediklerimin çocukça olduğunu düşünüyor olabilir. Ama inanın bana ben de çoğu cevabı sizin kadar iyi biliyorum. Ama bu kitap tekrar bir şeyi hatırlattı bana, tarihteki en eski toplumlardan biri olmamıza rağmen yakın coğrafyalarda yaşadığımız toplumlar hala bir şekilde sesini duyuruyor ama biz sanki giderek silikleşiyoruz. Kitap bana bunu hissettirdi, yalnızlığı da öfkeyi de. Gerçekten artık ne diyeceğimi, nereye varacağımı, bu metni nasıl sonlandıracağımı bilemiyorum. Burada bitirsem daha iyi çünkü artık tükendim, yazsam bile nereye gider hiç bilmiyorum. İyi geceler, iyi akşamlar ve iyi günler diliyorum bunu farklı zamanlarda okuyanlar için.
Kız, Yılan, Diken
Kız, Yılan, DikenMelissa Bashardoust · Martı Yayınları · 2022301 okunma
·
1 artı 1'leme
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.