Tarihe Tanıklık
Bir üniversiteyi kazanıp okumaya başladığımızda, bizim için başı ve sonu belli olan bir dönem başlar ve bizim için bir sayfa açılır üniversitenin süregelen tarihsel sürecinde yer almak için. Biz okuduğumuz o dönemde üniversitenin zamansal yolculuğundaki o dönemine tanık oluruz. Bizimle aynı dönemde okuyan insanlarla da dönemsel birlikteliğimiz olur. Adımız beraber anılır, şu dönem mezunları diye.
Askerlik görevi yaparken de durum böyledir. Askerlik kurumunun tarihsel sürecinde askerler dönem dönem alınırlar göreve. Bir dönem askerliğini bitirir, diğerlerinin dönemi başlar. Ancak askerlik kurumu tarihteki akışına devam eder. Aynı dönemde askerlik yapanlar, kendi dönemlerindeki olaylara beraber şahit olurlar. Beraber savaşa giderler, nöbetleri paylaşırlar, ekmeklerini bölüşürler, birbirlerinin acılarına ve sevinçlerine ortak olurlar. Hepsi de göreve hazır ve nazırdır. Kulakları, kalpleri ve bedenleri, gelecek bir görev alarmına duyarlıdır. Askerlik arkadaşlığı ve anıları o kadar kalplerine işlemiştir ki bazı insanların, bir ömür anlatırlar.
Dünyanın süregelen tarihsel sürecinde de gözlerimizi dünyaya açtığımız anda bizim dönemimiz başlar ve biz dünyadan ayrılıncaya kadar geçen süre bizimdir. Bu dönem boyunca beraber yaşadığımız herkesle dönemsel bir arkadaşlığımız vardır. Bizim dönemimiz boyunca da kimisinin dönemi biter, kiminin ki de yeni başlar ve bizden sonra biter. Hep beraber tanıklık ederiz tarihin bizimle ilgili olan sayfalarına. Yeryüzünde bizim dönemimizde olup bitenler bizi de dolaylı veya doğrudan ilgilendirir.
Dünya tarihinin bizimle ilgili olan kısmına şahitlik edeceğiz. Hatta sorumlu bile tutulacağız olup bitenlerden. Dünyanın neresinde olduğu önemli değil, yardıma muhtaç olanların yardımına koşacağız, zulme uğrayanları zulümden kurtaracağız, gücümüz neye yetiyorsa onu yapacağız kendi tarih sayfamıza yazılmak üzere. Ya tarihe adımızı büyük harflerle yazacağız, ya da tarih bizi eğitim zayiatı olarak gösterecek.
“Burçlarla dolu göğe, vadedilmiş kıyamet gününe, şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun” (Buruc suresi 1-3)
#islam #islamic #dönem #tarih #üniversite #hayat #afet #sel #derna #misrata #libya #درنة #مصراتة #ليبيا #درنة
·
110 görüntüleme
50 küsur defa iman ve salih amel işleyenler diye iman ve salih ayrılmazlığını vurgulayan, bırak fakiri doyurmayanın, doyurmaya teşvik etmeyenin bile kınandığı -Fecr 18,. Hakka 34, Maun 3- şu dine bulandırmadan, eveleyip gevelemeden tabii olanlara selam olsun.
Evet çok haklısınız. biz dünyadan geçip gitmek zorunda olduğumuzu unutuyoruz ve dünyaya dalıyoruz, benim vurgulamak istediğim, müminlerin bulundukları çağa tanıklık etmeleri gerektiği ve bütün şanslarının da kendi ömür süreleri olduğudur. Bizler birer ümmet olup gideceğiz burdan, kalıcı değiliz, iyi değerlendirelim. İman ve Salih amelle tabii ki.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.