Hissizlerin kitabı… Kitap karakterimiz anne ve babasının vefatından sonra kendisine kalan mirasın sahibi oluyor. Bu mirasın getirdiği zevkler de var. Antika eşyalara, kimsede olmayan kadehlere ve yeni çıkan kitaplara herkesten önce sahip olmak gibi. Viyana’nın ışıltılı gecelerine sahip olan bu gencin başkaca bir sorunu vardır ki o da hissiz biri olmak. Başta bu durumu kendisine normal olarak tanımlasa da daha sonradan bu durum kendisini rahatsız ediyor. Bu duruma ilave olarak birliktelik yaşadığı sevgilisinden almış olduğu ayrılık mektubu kendisinde bazı hislerin doğmasına sebep oluyor, hüznün tadını alıyor.
İlerleyen sayfalarda tesadüfen gitmiş olduğu at yarışlarındaki yaşadığı olaylar, içindeki başka duyguların da doğuşuna sebep oluyor. Karakter ilk defa başkasının hakkı olan bir eşyayı alıp, onun üzerinden bahis oynayarak para kazanıyor. Kazandığı parayı elinde tutarken hissetmiş olduğu kötülük hissine erişiyor. Bu hissin tadını aldıktan sonra daha fazlasını istiyor ve durumdan oldukça haz alıyor.
O gece birbiri ardına oluşan hisler zinciri içindeki hissizlik duygusunu alıp kendisine farklı bir açıdan bakmasına sebep oluyor. Hatta karakter o gece yaşadığı bu yoğun hisleri kaybetmemek için evine geldiğinde uyumayı bile reddediyor. Ertesi güne uyandığında yaşamış olduğu hislerin geri döndüğüne şahit olan karakter yaşamış olduğu hayatını değiştirmeye karar veriyor. Çevresinde çalışan insanlarla muhabbetini artırıp, onların dertlerini ce sıkıntılarını dinlemeye başlıyor. Hayatına verdiği bu yön ile yeni hislerin hazzına varmış oluyor.
Yazar bu kitabında bizlere duygu ve hislerin yoğunluğunun insan yaşamı üzerindeki etkisini anlatıyor. Bazı okuyucular :) - @Cylannn - kitabı okuduğu esnada, kitap okurken almış olduğu zevk-i hislerinden uzaklaştığını söylese de okunmaya değer bir eser diyebilirim.
Keyifli okumalar dilerim …