Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ağlamıyordu. Gülmüyordu. Yüzü bomboş görünüyordu ve beni en çok korkutan da buydu. Ağladığını görmek, bağlamdan bağımsız bir şekilde, panikleme sebebi değildi. Duygularını her zaman dışarıda yaşardı, rüzgârdaki her değişimle oynayan yumuşak, çekici farklılıklar. Fakat metanetine, okunmaz oluşuna alışık değildim. Ben hep Bella'ya bakar ve ne var ne yoksa yüzünden okurdum, tam olarak neye ihtiyacı olduğunu görürdüm. Şimdi ise yapamıyordum. "Bella..." diye başladım. "Duydum..." Başını iki yana salladı. "Önce bizi halledelim." Başımla onayladım. Yatağının yanına gidip dikildim ama oturmadım. "Korkuyorum," dedi. "Biliyorum." dedim nazikçe. "Hayır," dedi. Sesi daha güçlü çıkıyordu. "Seni bununla bırakmaktan korkuyorum." Bir şey söylemedim. Çünkü bir anda tekrar on iki yaşıma dönmüştüm. Annem çığlıklar atarken odamın kapısının eşiğinde duruyordum. Babamı dinliyordum - benim güçlü, cesur, iyi babam bir anlam vermeye çalışıyor, sorular soruyordu: "Ama arabayı kim sürüyordu?" "Ama hız sınırını aşmadan mı gidiyordu?" Sanki bir önemi varmış, sanki mantık onu geri getirebilirmiş gibi. Ben hep beklemiştim, değil mi? Trajedinin bir kere daha kapımı çalmasını. Gafil avlayan kötülüğü. Ve bu, kanser değilse neydi? Savuşturmak için hayatımı harcadığım her şeyin tezahürü değilse. Ama Bella. Ben olmalıydım. Bu benim hikayemse, benim başıma gelmeliydi. "Böyle konuşma," dedim. Ancak ben Bella'yı nasıl biliyorsam o da beni biliyordu. O da yüzümü incelerken ruh halimin ve düşüncelerimin yansımalarını okumakta benden daha az donanımlı değildi. Bu karşılıklıydı. "Hiçbir yere gitmiyorsun," dedim ona. "Hep yaptığımız gibi bununla da savaşacağız." İşte o an için bu doğruydu. Doğruydu çünkü öyle olması gerekiyordu. Doğruydu çünkü başka seçenek yoktu. Kemoterapi kanseri uzaklaştıramamasına rağmen. Karnına yayılmış olmasına rağmen. Rağmen. Rağmen. Rağmen.
Sayfa 195 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.