Cenk Kayakuş / Kayıp Kıta
Tarih, mitoloji, politika ve maceranın geçmişten gelen gizemlerle birlikte, bilim kurgunun da izlerini gördüğümüz soluksuz bir okuma deneyimi sunuyor #KayıpKıta. Her sayfasında aksiyon ve gizemin bizi bırakmadığı, karakterlerine hayran bırakan bir roman.
1936 yılında insanların kökeniyle ilgili yüzlerce araştırma yapmış bir tarihçi, Türk milletinin kaderini belirleyecek olan bazı tabletleri Mustafa Kemal Atatürk’e gönderiyor. Dolmabahçe’ye gelen bu paket için Ankara’dan yola çıkan Atatürk’ün tek dileği, belki şimdi anlaşılmayacak olan bu değerli hazinenin gelecekte anlaşılması ve amacına uygun kullanılmasıydı.
2015 yılında Boğaz’da ilerleyen bir yük gemisinin bir yatla çarpışması sonucu Dolmabahçe’de ciddi bir hasar oluşuyor. Seneler önce gizli duvarlar arkasına saklanan tabletler böylelikle gün yüzüne çıkıyor. Askeri geçmişi olan ve Ulusal Arkeoloji Kurumu’nda yer alan Hakan Geda ve yanındakiler, Dolmabahçe Sarayı’na tabletleri incelmek için geldiğinde saldırıya uğruyorlar ve tabletler çalınıyor. İşte bütün aksiyon da bundan sonra başlıyor. Saldırının etkilerini üzerlerinden atamadan İstanbul’da çok büyük bir deprem oluyor. Dünyanın farklı yerlerinde de başka doğal afetler olması kafaları iyice karıştırıp, tabletlerle nasıl bir bağlantısı olabilir diye düşündürüyor.
İpuçlarını çözmeye çalışan Hakan Geda izlerin peşinden Moğolistan’a kadar gitmiş ve tüm dünyayı tehdit eden korkunç bir teknolojiyle karşı karşıya kalmıştır. Hakan Geda ve arkadaşları inanılmaz güzel bir serüven yaşatıyor okurlarına. Kişilikleri, vatan sevgileri ve iş bitirici zekalarıyla gurur duymanızı sağladıkları gibi yaşanılan gerilimlerle de heyecanı hep canlı tutuyorlar. Yazarın akıcı kalemiyle ve bu güzel romanla tanışmanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar…
