Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
·
Puan vermedi
·
33 günde okudu
Kitap bence en etkili bilgiyle başlıyor: erkek beyni ve kadın beyni fiziksel olarak bile birbirinden çok farklı. 1. Kimi kısımlar erkekte daha büyük, mesela cinsellikle ilgili bölge veya yaşanan bölgeyi koruma ve saldırganlıkla ilgili bölge; kimi kısımlar ise kadında daha büyük, mesela empatiyle ilgili bölge, cezalandırılma korkusu ve evhamla ilgili bölge, dürtüleri frenleyen bölge. 2. Aktivite düzeyi açısından da beyinlerimiz farklı yapıdalar. Duygusal paylaşım esnasında somut sorun çözmeye çalışan bölge erkekte daha aktif (bu durum kadınların erkekleri duygusuz ve anlayışsız görmesine sebep oluyor), dopamin üreten bölge de aynı şekilde. Hormonlarımız ve bunların miktarları da farklı. 1. Kadınlarda çok az olan testosteron erkeklerde bol miktarda salgılanıyor ve bu sebeple erkek daha agresif ve sonuca odaklı oluyor. 2. Vazopressin erkekte tekeşliliği yönetiyor ve bölgeyi korumayı sağlıyor (tarla faresi gibi uzun vazopressin reseptörü olan insan erkeği tekeşli, dağ faresi gibi kısa vazopressin reseptörü olan insan erkeği çokeşli oluyor). Daha nicesi var ama ilgimi çekenler bunlar. Farklılık daha davranışları yöneten beyinde ve hormonlarda başlayınca farklılığın kabulü de kolaylaşıyor. Kitapta erkek beyni yaş ve hayatta yaşananlar bakımından bölümlenmiş. 1. Çocukluktan itibaren erkek beyni hareket eden cisimleri takip etmeye odaklı. Anneler bu nedenle erkek çocuklarıyla fazla göz teması kuramıyorlar. Hiyerarşiye verdikleri önem ta çocukluktan geliyor. 2. Ergen beyni günlük sekiz litre salgılanan testosteronla çalışıyor denebilir. Kazanmak mesela maç kazanmaktan alınan zevk testosteron marifeti. Ergenlikte anne, kız kardeş gibi genetik yakınlığın olduğu kadınlar erkeklere itici geliyor, bu nedenle annelerin dokunuşundan nefret edebiliyorlar. Parazit ses duyduklarında beyin aktivitesini durduruyor, kadın dırdırını dinlememeleri bundan, tekdüze ve parazit gibi olduğu için hiç anlamıyorlar bile. Umursamazlıkları ve daha uzun süre uykuya ihtiyaç duymaları da ergenlik döneminde salgılanan hormonların etkisi. Kendileriyle ilgili olumlu veya olumsuz yorumlara, görüntüleriyle ilgili yorumlara karşı çok hassaslar. 3. Erkek eş arama moduna girdiğinde sabit fikirli oluyor. Genetik benzerliği olanlar pis kokarken genetik farklılığı olanlar güzel kokuyor yani onların salgıladığı feromonlar çekici geliyor. Kadının cinselliği geciktirmesi onun uzun süreli eşleşme kategorisi içine alınmasına neden oluyor. Yani nikahtan önce göster ama elletme tekniği çalışıyor diyebiliriz. 4. Baba olmak erkeklerin hayatını sonsuza kadar değiştiriyor. Oksitosin artıyor ve bundan sonra hayat boyu daha müşfik oluyorlar. Ayrıca prolaktin salgılamaya başlıyorlar ve çocuklarının ağlamasını anneler kadar olmasa da iyi duyar hale geliyorlar. Prolaktin artarken testosteron azalıyor. Bu seviyeler doğuma yakın zamanlarda başlayıp çocuk altı haftalık olana kadar devam ediyor. Çocuk yürümeye başlayınca baba olmadan önceki seviyeye dönüyor. Baba çocuk için çok önemli. Özellikle üç aylık civarı babanın yaptığı uyarıcı oyunlar bebek için çok önemli. Babalarıyla itişe kakışa oynayan çocuklar ergenlikte daha özgüvenli oluyor. (Çocukluğunda ebeveyninden yeterince ilgi görmeyen insanlar strese karşı hiperaktif tepkiler veriyor, stres hormonu kortizolü daha çok salgılıyorlar.) 5. Yetişkin erkek beyni duygusal empati yapan kısmı destekleyen bilişsel empati kısmının daha aktif olmasını sağlıyor. Duygusal bir paylaşımla karşılaştıklarında karşı tarafın duygularını aslında çok iyi anlıyorlar ancak hemen çözüm üretmek istiyorlar. Duygusal bir yüz gördüklerinde bilincin henüz devreye girmediği ilk saniyenin beşte birlik kısmında duygusal olarak kadınlardan daha fazla tepki veriyorlar ancak bilincin çalıştığı 2,5 saniyelik kısımda duygularını yüzlerine yansıtmamaya başlıyorlar. Kadınlarsa bilincin çalıştığı 2,5 saniyeden sonra daha fazla duygusal tepki yansıtıyor. Bazı erkekler sinirlendiğinde testosteron, vazopressin ve kortizol sağolsun, sinirini durdurmak zor olabiliyor. Öfkenin analiz gücünü artırdığı tespit edilmiş. Bazı erkeklerin öfkeden zevk aldığı da bulunmuş. 6. Yaşlı erkekler, aslında bütün insanlar izole yaşadıkça beynin sosyal esneklik devreleri zayıflar. Kullanılmayan bölgeler körleşir. Evlenmek ve evli kalmak erkeklerin ömrünü uzatır. Yaşlandıkça erkeklerde testosteron azalır, östrojen ve oksitosin artar. Bu nedenle dokunmak, sarılmak gibi eylemler daha cazip hale gelir. Andropoza girdiklerinde tıpkı menopoza giren kadınlar gibi cinsellikten uzaklaşırlar. Ama menopoza giren kadınların yaptığı gibi onlar da hormon tedavisi görürse aktif cinsel yaşam süresi uzar. Sonuç: erkekler bazı şeyleri şerefsizlikten yapıyor olabilir ama bazı şeyleri de tamamen biyolojik yapıları gereği yapıyorlar. Yapıyı anlamak anlaşmayı sağlayacak ve hem ailede hem toplumda huzuru artıracak bir adım.
Erkek Beyni
Erkek BeyniLouann Brizendine · Say Yayınları · 2011439 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.