Ben bu devlete şaşıyorum. Sekiz on sene bakıp gözetilen kimsesiz bir çocuk, sen artık on sekiz yaşına geldin, diye kapının önüne konulduğunda, onun kimsesizliği, parasızlığı neden düşünülmez? Çoğuna bir meslek öğretilmemiş olan bu gençler, bin bir tehlikenin kol gezdiği bu büyük şehirde kendisini nasıl kurtaracak da doğru yolda yürüyecek diye hiç düşünülmez mi?
Hele kızların hâli daha da perişan!.. Onların çoğu yurttan ayrıldıktan sonra fuhuş batağına sürüklenir de kimsenin kılı bile kıpırdamaz. Onlara mı yoksa onları kurbanlık koyunlar gibi bin bir tehlikeye karşı çaresiz bırakanlara mı kızmak lazım geldiğini bilmiyorum.