Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
NON OMNIS MORIAR
Foucault iktidarı tanımlarken “biyo-iktidar” kavramını ortaya atar. Bu kavram Hobbes’un “leviathan”nından biraz daha farklı ve daha geniş bir düzleme yayılmıştır. Hobbes’un mülkiyetçi iktidar figürüne ya da canavarına karşı Foucault’un biyo-iktidarı daha olumlu bir şekilde hayatın her yerine nüfuz eden bir olgudur. Biyo-iktidar sizi iki şekilde elinde tutar: İnsan bedenini, geliştirilen iktidar teknikleriyle disipline ederek, yeteneklerini geliştirerek, denetim mekanizmalarıyla iktidarın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde uysal ve verimli kılar. Yani disiplinize eder ve uyumlu bir birey kılar. Klasik tüm kontrolü elinde bulunduran leviathanın görünen baskıcı, yargılayıcı, cezalandırıcı iktidarının karşısında; görünmeyen, olumlu, kuralları dayatmaktan çok bu kuralları benimsetip içselleştirmenizi sağlayan bir yol izler. Bu bakımdan baktığımızda leviathana karşı çıkmamız daha kolay görünür. Öte yandan Freud “Dosteyevski ve Baba katli” ünlü yazısında. “Bir ayartıya kendini kaptırdıktan sonra değil, ayartı daha içte kıpırdanmaya başlar başlamaz ona tepki gösterip karşı koyabilen kişi ahlaklıdır yalnız. Vakit vakit ahlakdışı eylemlere girişip sonradan pişmanlık duyarak, pek yüce ahlak kurallarını kendine amaç edinen ve davranışlarını bu kurallara uydurmaya çalışanlar, işin pek kolayına kaçmakla suçlanacak kişilerdir” der. Psikanalizin babası sayılacak Freud’a göre kişinin bağımsızlığı öncelikle babasını öldürmesi ile başlayabilecek bir süreçtir. Freud’a göre babasını öldürmeyen hiç kimse büyüyemez. Bakılacak olursa doğumdan itibaren oluşturduğumuz benlik algısı ötekine göredir. Figürlerden en önemlisi anne id ve egoyu temsil ederken baba figürü süperegoyu yani iktidarı temsil eder. Foucault’un biyo-iktidarı bu anlamda baba figürü üzerinden daha çok okunabilir. Baba annenin aksine disipline eden, kurallar öğreten, “adam” olmamız için yol gösteren, cezalandıran ve ödüllendiren bir figürdür. Tıpkı Tanrı kavramı söz konusu olunca ilk aklımıza gelen genel olarak saçı sakalı ağarmış, müşfik, “baba” figüründe olduğu gibi. Elbette bu ataerkil kurgulanmış bir düzenin çıkarımlarıdır. Mitolojik kahramanlarda dahil olmak üzere kurgu güçlü, yargılayıcı, ceza verici ve aynı zamanda ödüllendiren erkek üzerinden ilerler. Mülkiyetin ve soyun aktarımı da bu şekilde kurguludur. Babadan oğula geçen krallıklar, ün ve soyad bu kurgunun parçasıdır. Aynı zamanda bizi saran biyo-iktidarın en önemli figürleridir. Ve bunca gürültülü arka planın ortasında çarmıha gerilmiş tanrım beni neden terk ettin diye inleyen ve sesini kimseye-Tanrı’ya bile- duyuramayan cılız sesli bir İsa. Oysa aynı İsa ilk günah da dahil olmak üzere insanlığın tüm kefaretini ödemeye razı. İsa… yalnızca İsa… Yaşadığı tüm korkunç hayatın tüm yükünü çekerken freud’a rastlar. Kafasında Hegel’in efendi köle diyalektiğinin dalgalanışı sırasında da biyo-iktidarı fark eder. Artık kefareti ödemeye değil ödetmeye Freud’un adamı olmaya, etrafını saran biyo-iktidarı yok etmeye karar verir. Tüm bunların müsebbibi gördüğü “baba”sını öldürmeye karar vermiştir. Bunun için onu küçük yaşta terk edip hayatını zindana çevirmiş babasını bulur. Sinsi bir plan yapar ve ona yanaşır… Babası bıraktığı gibidir oysa; hayalci ele avuca sığmaz bir vurdumduymazdır ve çapkındır üstelik; asalak yaşam tarzını benimseyip bu yaşına kadar gelmeyi başarmıştır. Oysa İsa bir hiçtir bir kaybeden. Annesine bağımlı, doğru dürüst işi olmayan bir saç toniği satıcısı. Muhtaçtır pek çok şeye; öncelikle ilgiye, şefkate, önemsenmeye ihtiyacı vardır. Annesinin ilgisi ve sevgisi yetmemektedir. Karşı cinsle arası hiçbir zaman iyi olmamış. Kendini hayaller kurarak tatmin etmekten başka bir yol da bulamamıştır. Ve sonunda öldürür babasını Odipal dönemden hala çıkamamış ruh haliyle rüştünü ispat için ceseti annesine sunmaya karar verir… Bilinç akışı içseslerin dış seslere karıştığı tekinsiz bir roman. Kaygan bir zeminde tutunacak bir yer bulamazsanız şaşırmayın. Romanı güzel kılan sizinle oyunlar oynuyor olması. Tıpkı terk edilmiş ezilmiş yalnız kalmış örselenmiş bir bebek İsa’nın yapacağı gibi…
Berg
BergAnn Quin · Everest Yayınları · 202230 okunma
··
3 artı 1'leme
·
1.025 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Sevgican okurunun profil resmi
Farklı okuma ve farklı ifade etme .. Kitabı ve alıntıları görünce ben de kayıt oluşturdum. Kaleminize ve yüreğinize dert gelmesin. 📚
OkuryazaR okurunun profil resmi
Çok sağ olun var olun ama kitap çok bana hitap etti sanırım ondan bu inceleme çıktı
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.