Gönderi

352 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Rüyalı, Hatıralı ve Anda Kalışlı Hikâyeler
Tanpınar romanlarının yanında sönük de kalsa bazı hikâyelerinin okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. Tanpınar burada edebi üslubunu korumasına rağmen romanlarına nazaran daha sade davranmış (bazı hikâyeler uzun olsa da). Bu nedenle Tanpınar romanlarına başlamayı düşünenler için Abdullah Efendi'nin Rüyaları adlı hikaye kitabını öneririm. Evvela Tanpınar'ın soyutla, rüyalarla, hatıralarla ve muhtelif hikâyelerle dolu bir anlatımı benimsediğini sonuna kadar idrak ettim (Romanlarında karakterlerinin kişisel tarihine çok önem veriyor ve karakterlerini bu açıdan detaylıca ele alıyor). Neyi anlattığına ehemmiyet vermiyor; bu sebeple olacak ki her meseleyi ve kişiyi dağınık, parça parça, kâh içtimai bileşenleriyle, kâh psikolojik özellikleri ve bunalımlarıyla ele alıyor; ille de anlamlı bir neticeye ulaşma gâyesine girmiyor; süreç odaklı. Salt meseleleri ve kişileri ne kadar müzeyyen bir dille anlattığına itina ediyor. Lalettayin* bir dil, onun için edebiyat demek değil. Bu yönüyle
Marcel Proust
Marcel Proust
'un Türkiye şubesi gibi Tanpınar. İki yazarı da okuyan bir okurun Tanpınar'ın ondan etkilendiğini anlamaması imkânsıza yakın. Ki malumdur bu.
Huzur
Huzur
'dan sonra hiçbir romanını (
Aydaki Kadın
Aydaki Kadın
hariç) pek beğenemediğim bir yazar oldu Tanpınar.
Huzur
Huzur
'la çıtayı arşa çıkarmış, kendini aşmış bir yazar oldu gözümde. Hikâyelerini de tecessüsle* okumaya giriştim, fakat yine bir miktar inkisar-ı hayale* uğradım (
Mahur Beste
Mahur Beste
'de de böyle olmuştu) Neden bilmiyorum ama Tanpınar bu kitabında da,
Mahur Beste
Mahur Beste
ve
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin Dışındakiler
'de olduğu gibi hikâyelerin çoğunda her karaktere parça parça değiniyor; aniden alâkasız bir karakterin hikayesini birinin ağzından dinletiyor; diyaloglara bir başkasının hikâyesini sokup duruyor; bu da baş karakterin hikâyedeki yerini tam olarak idrâk edememe ve hikâyeye odaklanamamama neden oluyor. Olay örgüsündeki parça parçalık ve hikâyelerin bütünlüğünü bozan diğer unsurlar, Tanpınar'ın enfes anlatımını gölgeliyor bence. Hikâyelerden de romanlardan olduğu kadar anlamlı bir sonuç çıkarmayı beklerim, en azından bence böyle olmalı. Bu yüzden lalettayin* karakterlerin hikayesi araya karışmasa daha keyifle okuyacağımı düşünüyorum. Bu arada bence Tanpınar romanlarda kendini daha iyi ifade ediyor. Bu kitaptaki toplam 16 hikâye içinden Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Bir Yol, Erzurumlu Tahsin, Adem'le Havva ve Birinci İkramiye hikayelerini diğerlerine nazaran daha çok beğendim. Diğer hikayelerde genel olarak Tanpınar'ın dili çok güzel; hayata dair fikirlerini ifade ettiği kısımları da severek okuyorum. Fakat bu kadarla kalıyor. Verilen bazı detaylar çok gereksiz, okurken sıktı beni (
Marcel Proust
Marcel Proust
kadar değil fakat yine de). Tanpınar severler bence
Abdullah Efendinin Rüyaları
Abdullah Efendinin Rüyaları
adlı kitabı alırsa, en azından daha iyi hikâyelerini okumuş olacaktır. Bu arada kitabın son bölümünde Tanpınar'ın Son Meclis adlı bir piyes tasavvuru bulunuyor. Onu okurken eğlendim, fabl tarzında güzel bir piyes olmuş. Telafi Notum: Tanpınar'ın anda kalışını, anı uzun uzun ve detaylıca tasvir edişini beğeniyorum. Zihnine, hayal gücüne, anlatış tarzına hayranım. Onun yeri diğer yazarlardan hep ayrı benim gözümde. (Tanpınar'a yaraşır bir inceleme yapmak istediğim için biraz eski kelime kullandım :D) *Lalettayin: Gelişigüzel, rastgele *İnkisar-ı Hayal: Hayal kırıklığı *Tecessüs: anlama merakı
Hikâyeler
Hikâyeler
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Hikâyeler
HikâyelerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20181,276 okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.