Dedim:
-"Gençlik gitti. Böylesi bir kayba üzülmemek mümkün mü?"
Dedi:
-"Vaktiyle sana o gençliği veren şimdi geri alıyorsa, bu ne demektir, düşünsene..."
Dedim:
-"Yani?.."
Dedi:
-"Bir çocuğa bile oyuncak verip bir müddet oynattıktan sonra o oyuncağı geri aldığında, çocuğun nasıl boyun büktüğünü bilir misin?"
Dedim:
-"Devam edin, n'olur..."
Dedi:
-"Sana gençliği tattırıp da geri alan, yalnızca seni böyle hüzünlendirmek için mi yapıyor bunu? 'Merhametlilerin En Merhametlisi'ne yakışır mı bu?"
Dedim:
-Demek ki, Aman Allâh'ım!.."
Dedi:
-"Evet, geri verecek. Hem de kat be kat fazlasıyla, hem de ebediyyen. Bunu başta Habîbi (SAV) olmak üzere yüz bini aşkın elçisiyle defalarca bildirmiş, ilan etmiş, biz kullarına söz vermiştir. O ki asla va'dinden dönmez."
Dedim:
-"Ne büyük bir lütuf, ne sonsuz bir kerem, ikram... Bunu hak etmek için ne yaptık ki?"
Dedi:
-"O böyledir işte. Hak etmeyene de layık olmayana da verecek kadar büyüktür. Bizim büyüklük sandığımız her tasavvurdan da büyüktür. O, her türlü büyüklükten daha büyüktür..."
Dedim:
-"İnsan ne yapacağını bilemiyor..."
Dedi:
-"Yapacak tek şey, secde..."
Dedim:
-"Yani?.."
Dedi:
-"Yanisi var mı? Haydi namaza!"