Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
Kitap içeriği ve konusunu kendim önemli diye belirttiğim noktaları aktaracam son bölümlerde çok detaya girmedim çünkü kitabın ana fikrini anladığımdan ve hoşuma gitmediğinden çok üzerinde durmadım kitap: hakikate ulaşma nın anca sorgulayarak yanı soru sorarak mümkün olduğunu söyler yani sokratesin sokratik doğurma yöntemiyle mümkün olunacağını yani zamansal bir başlangıcı yoktur hakikati bilmek ezelidir sokratik doğurmada bunu ortaya çıkarır yani "an" nın ise ezelliyette özümsendiği aransada bulunamayacığını söyler hakikat öğrenilebilirmi? sorusunuda öğretmen öğrenci ilişkisi değilde yargıç tanık gibi olmalı yoksa öğretmen öğrenciye doğrudan söylediğinde hakikate sahip olmadığını boşluğa düşer üzülür 2. Bölüm öğretici ve ve kurtarıcı olan tanrı bölümünde tanrın insana sevgisinin kralın kendisinden maddi manevi düşük bir kızla evlenmesiyle gösterdiği aşırı sevgi kızı mutlu edebilir fakat kralı etmez çünkü bu sevgiyle kızı yüceltmek istiyordu ve kızın onu anlamaması acı verici olabilirdi fakat kızı kandırması yani sevgisini tamamen göstermemesi daha acı olurdu "kendini açmamak sevginin ölümlüdür kendisini açmak ise sevgilinin ölümüdür" sevgi birleştiricidir tanrının bize sevgisi eğer tanrı öğretmen olmak istiyorsa yalnızca yardımcı olan bir sevgi değil aynı zamanda öğrenciyi doğuran yaratıcı bir sevgi olmalı yani olmamaktan olmak a geçiş yeniden doğma yani hakikate sahip olmadığın farkına varan öğrenci öğretmene boçlu olabilir fakat yok olmaz özgüvenli olur hakikati anlar "böyle konuşur şair :tanrının en dehşetli kararı ortaya sürecek şekilde kendini göstereceği nereden aklına gelsin? " Tanrının aklına yine gazap ve sevgiyi kurgulamak nereden gelsin? Tanrının gayreti kendisi için değildir sevgiyle alt sıradan insanların en alt sıradan olanın eşiti olmak ister " kendini tanrıya yada tanrıyı kendine benzeterek şirselleştirmek insanın aklına gelebilir ama tanrının gelmez" 3.bölüm mutlak paradoks "paradoks hakkında kötü düşünmemek gerekir zira o düşünürsün tutkusunun kaynağıdır paradoksuz düşünür ise tutkusu aşığa benzer sıradan birine ne varki her tutkunun en yüksek noktası her zaman o tutkunun kendi çöküşünü istemesidir anlayışın nihai tutkusuda bu çöküşü istemektedir bu çatışma kaçınılmaz olarak şu yada bu şekilde anlayışın çöküşünü getirecek olsada düşüncenin kendisini düşünmeyeceğim bir şeyi keşfetmektir " Peki anlayışın paradoksa tutkusu içinde çatıştığı insanı ve onun kendi hakkındaki bilgisini dahi alt üst eden bu bilinmeyen nedir? Tanrı diyelim tanrının var olduğunu ispatlamaya çalışmak aptallıktır " tanrının var olmadığını aptal kişi söyler tanrının varlığı belirsiz değilse bunu ispatlayamaz eğer belirsizse bu işe hiç başlanmaz" "Anlayışın paradoksa tutkusu hep bu bilinmeyenli çatışmakttadır bu bilinmeyen kesinlikle vardır ama aynı zamanda bilinmeyendir ve öyle olduğu ölçüde de yoktur" 4.bölüm çağdaş izlyecinin durumu "Tanrı kendisi gelmeseydi herşey sokratik olarak kalırdı" an" a sahip olamazdık ve paradoksu ele geçiremezdik ama tanrı hizmetkar haline geldiği saatten itibaren kendi kararın tutsağı olmuştur artık istese de istemese de devam etmek zorunda " Çağdaş izleyici kendi edebi bilincinde bir nokta bulur bu mutluluğun kaynağıdır bu bölümüm geri kalanında anlayış ve paradokstan doğan" iman "üzerinde duruluyor Sonraki bölüm mevcudiyet zorunluluk ve tarihsel olanın ilişkisine değinilmiş örneğin mevcut olan zorunlu değildir zorunlu olan mevcuttur mevcudiyet kazanmış herşey ise tarihsel olandır merhaba son bölümde ise çağdaş kişi ve sonraki izleyici arasındaki ilişkiye değinilmiş tir
Felsefe Parçaları ya da Bir Parça Felsefe
Felsefe Parçaları ya da Bir Parça FelsefeSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2013691 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.