Feminist Felsefeye Giriş Kitapta bilinen klasik sorulardan daha çok feminizmin diğer sorularına cevap vermekte ,
Toplumda kabullenmiş tezlerin nerden ve nasıl yanlışları olduğunu inceliyor"Eşitlikçi" terimini geniş anlamda, bütün insanların ahlaken eşit olduğu ilkesini benimseyenler için kullanılıyor. Sınıf, ırk ve toplumsal cinsiyet ayrımlarının;
insanlar bu ayrımlar içindeki (eşit olmayan) konumlar uğruna yarışmak için eşit fırsatlara sahip olduğu sürece, insanlara ahlaki eşitler olarak muamele etmekle uyum lu olduğuna itiraz edilebilir. Fakat feministler toplumsal cinsiyetle ilişkili bu tür iddialara karşı şüpheci olmaya ve gerçek fırsat eşitliğinin ev/iş ayrımı gibi toplumsal cinsiyetli toplumsal bölünmenin ortadan kalkması gerektiğini anlatmaya meyillidirler. Eril tahakkümü yok etmeye , toplumun demetler halinde kadına / erkeğe biçtiği değerleri , davranış biçimlerinin sadece eril zihniyeti güçlendirmekten başka bir şey yapmadığını . Ve çok önemli bir noktada benim de yanlış bildiğim bir düşünceyi değiştirmesinde çok etkili oldu ; Kadın ve erkek eşitliğini sadece hak eşitliği olduğunu düşünürken , kitap yanildigimi bana ispatladı : insanların, dişilerin doğuştan gelen doğasının erkeklerden daha zayıf olduğuna (veya en azından daha az be densel kas gücüne sahip olduğuna) inandığını kabul edelim. Eğer böyleyse, dişiler, inşaat işi gibi bu türden bir gücü gerekti renişleri yapmak konusunda cesaretlendirilmeyeceklerdir. Sonuç olarak, dişiler ağır eşyaları kaldırmak vb. konularda doğru alışkanlıkları öğrenmeyecek ve beden kasları gelişmeyecektir. Bu durum, dişilerin doğal olarak daha zayıf olduğu yönündeki inancı güçlendirir , örneğin bazı Afrikalı geleneksel topluluklarda kadınların ağır tarım işlerinde çalıştıklarını ve burada dişilliğin kuvvet ile bağdaştı rıldığını aktarır. Bu sırada erkekler ise ufak çaplı temizlik işleri ve zanaat etkinlikleriyle uğraşmaktadır. Bu toplumsal cinsiyet kurallarının modern batılı toplumlardakilerden farklı olduğu açıktır. O halde eğer bir toplumun sahiplendiği toplumsal cinsiyet kurallarını biyoloji belirliyor olsaydı, bu çeşitlilik varola mazdı çünkü biyolojide bu çeşitlilik söz konusu olmadığından, tüm toplumlar aynı toplumsal cinsiyet kurallarını sahiplenirdi. Bu yüzden eril zihniyete ya da feminist felsefeyle ilgilenmek isteyen biri için kitap bir çok konuda yardımcı olacaktır
