Gönderi

Program yapan kimsenin seçtiği gaye, kendisine karanlıkta yol gösteren yıldız olacaktır. Bir siyasetçinin değeri, planlarının ve hareketlerinin başarısıyla yani bunların gerçeğe uygun düşmesiyle ölçülürken, program yapıcının düşüncelerinin uygulanabilir olmaması da mümkündür. Çünkü insan aklı çeşitli gerçekleri düşünebilir ve fevkalade net amaçları seçebilir. Fakaş bunların gerçekleştirilmesi, insanların yetersizliği sebebiyle sonuçsuz kalabilir. Bir fikir soyut olarak ne kadar doğru ve bu yönden ne kadar güçlüyse, eksiksiz olarak gerçekleştirilmesi de doğrudan doğruya insanlara bağlı olduğu için o nispette imkânsızdır. Dolayısıyla program yaratıcısının değeri, amaçlarının gerçekleştirilmesiyle ölçülemez. Onun değeri, amaçlarının insanlığın gelişmesindeki fayda ve etkiyle tespit edilir. Eğer böyle olmasaydı din vaizlerinin en büyük adamlardan olması gerekirdi. Çünkü onların düşünceleri de ahlaki yönden tam olarak gerçekleşmez. Hatta sevgi dini bile icraatında, o yüce varlığın niyetlerini açıkça ifade etmekte yetersiz kalmıştır. Fakat dinin önemi, kültürün ve ahlakın gelişmesine verdiği değerdir. Programın yaratıcısıyla, programı gerçekleştirecek olan siyaset adamının görevleri arasındaki büyük fark, bu iki meziyetin aynı kişide hiç rastlanmamasının sebebini teşkil eder. Bu lafım, özellikle değersiz siyaset adamları içindir. Bunlar sözüm ona mesleklerinde başarılı olmuşlardır. Onların “icraatları ve hareketleri imkânların zaafından başka bir şey değildir.” İşte Bismarck, siyaseti biraz tevazu göstererek bu şekilde tarif ediyordu. Bir siyasetçi, büyük fikirlerden ne kadar uzaklaşırsa başarıları da o kadar basit olacaktır. Bunun için bu gibi kimseler, ancak gelip geçici şeylerle meşgul olurlar ve eserleri kendileriyle beraber toprağa gömülür. Eserleri gelecek nesiller için hiçbir değer taşımayacaktır. Çünkü kendi zamanlarındaki başarı, gelecek nesiller için değerli olabilecek gerçeklerin, büyük fikirlerin ve bütün önemli konuların boğulmasına dayanmaktadır. Gelecek için çok önemli olan amaçlar, bu uğurda savaşanlara pek faydalı olmaz. Büyük halk toplulukları bunu nadiren anlayabilir. Onlar için bira ve süt bölgelerinin arttırılması, geleceğin önemli ve geniş planlarından çok daha değerlidir. Işte daima budalalıkla akraba olan gurur ve kendini büyük görme nedeniyle siyasetçilerin çoğu, geniş halk topluluklarının o anlık geçici sevgisini kazanmak veya mevcut sevgiyi kaybetmemek için geleceğin büyük planlarını bir kenara iterler. Bu heriflerin başarısı ve önemleri tamamen duruma bağlıdır. Onlar kendilerini gelecekte göremezler ve küçük beyinleri bundan hiç rahatsız olmaz. Oysa program yaratanlar için iş başkadır. Onlar için önemli olan gelecektir. Bu gibi kimseler kendi devirlerindeki halkın minnettarlığından vazgeçmiştir. Fikirleri ölümsüz olduğu için gelecek nesillerden şan ve şeref toplarlar. Program yaratanla siyaset yapan çok nadiren aynı şahıs üzerinde toplanır. Bu iki meziyet ne kadar samimi olursa, o şahsın icraatına karşı duruş o kadar artar fakat bu da onu kuvvetlendirir. O artık rastgele bir dükkân sahibi için çalışmaz, gayet küçük fakat seçkin bir zümre tarafından takdir edilen amaçlarla meşgul olur. Bundan dolayı sevgiyle kin arasında delik deşik hâle gelir. Çağdaşlarının protestosuyla karşılaşır. Bir adamın eseri gelecek için ne kadar büyük ve değerli olursa, onu anlayan o kadar az olur. Bu durumda mücadele de çok çetindir, başarı da o nispette zor elde edilir. Eğer böyle bir kimsenin başarısı yüzyıllar boyunca devam edecek olursa, gelecekteki şan ve şerefin bazı belirtilerine yaşarken de sahip olabilir. Bu büyük adamların durumları maraton koşucularına benzer. Çağdaşların defne dalından yapılmış taçları sadece ölmek üzere olan kahramanların şakaklarını okşar. Dünyanın en büyük mücadele adamları bunlardır. Çağdaşları tarafından anlaşılamayan bu mücadele adamları, fikir ve idealleri için kavgaya hazırdırlar. Bunlar günü geldiğinde, halkın kalbine girecek kimselerdir. İşte o zaman herkes, bu büyük adamlara çağdaşlarının yaptığı haksızlıkları telafi etme mecburiyetini duyar. Hayatları ve icraatları hassasiyetle ve hayranlıkla incelenir.
Sayfa 156Kitabı okudu
··
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.