240 syf.
8/10 puan verdi
İtalya o dönem beş büyük devlet tarafından yönetilir. Bunlar: Napoli Krallığı, Roma, Floransa, Milano, Venedik ve Papalık. Bu büyük devletler arasında yutulmayı bekleyen çok sayıda küçük devlet bulunmaktadır. İtalya’da siyasi birlik yoktur. Bu devletler arasında savaş olduğunda, bir büyük devlet diğer büyük devlete saldırırsa diğerleri arasında ittifak yapılıyor, asker ve para transferi oluyordu. Bu transferden de en kârlı çıkanlar şüphesiz bankacılardı. Roma ise dokunulmazdı, kutsaldı. Papa eğer bir şehire tecrit emri çıkarırsa, rahipler cenaze ve evlilik merasimlerine katılmayı bırakırlardı . Bu merasimler olmayınca da adeta hayat dururdu. Papa ayrıca tüm bu devletlerden vergi toplamaktadır. Bu vergilerin transferi de bankalar aracılığı ile olmaktadır. İşte Avrupa’da bir asıra hükmeden Medici ailesi bu şartlarda ortaya çıkmıştır. Şehir devletleri arasındaki ulusal ve iç savaşlardan faydalanmayı bilmiştir. İronik olan ise, devletler arasında savaş sürerken, hem bu savaştan şikayetçi olunup hem de Roma dönemindeki gibi siyasi birliğin sağlanıp ülkenin birleşmesinden de korkulmaktadır. Yerel birliği, milli birliğe tercih etmektedirler.
Medici bankası 1397’de kuruldu, 1494’ de battı. Kurucusu Giovanni de Medici’dir. Oğlu Cosimo, Medici bankasını en geniş sınırlarına ulaştırmıştır. Siyasete de atılarak Floransa’nın neredeyse asıl yöneticisi olmuştur. Dönemin filozofları, mimarları, ressamları ve heykeltraşları en yakın dostlarıdır. Tabii ki bunun Rönesans hareketinin yayılmasına da etkisi olmuştur. Cosimo, oğlu Pietro ve torunu Lorenzo gut hastalığı ve obeziteden vefat etmişlerdir . Bir asıra hükmeden beş neslin hikayesidir bu.
Dönemin İtalya’sında halk asiller ve plebler ( sıradan insanlar) olarak ikiye ayrılıyordu. Ortaçağ Avrupa’sının azametli karanlığının yaşandığı bu dönem, kilisenin her yere ve her şeye nüfuz edebildiği, finansal açıdan çok zengin olduğu bir dönemdir. Halk sadece fakirlikten ve açlıktan değil, tüm Avrupa’yı kasıp kavuran Veba salgınından da ölmekte, şehirler Vebadan dolayı nüfusunun yarısını kaybetmektedir. Bir taraftan da yukarıda da belirttiğim gibi şehirler arasında savaşlar yaşanmaktadır. Dönem tezatlıklarla doludur. Hem sanatsal icatların, keşiflerin (Rönesans) hem de felaketlerin asrıdır. Halka fakirlerin cennete gideceği müjdelenmekte, zenginlere de günahlarının ve lüks yaşamlarının bedeli olarak parayla cennetten toprak satılmaktadır.
Charles Dickens ın 
İki Şehrin Hikâyesi nde başlarken yazdığı gibi; “Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana…”
Dönem bütün ahlaksızlıklara göz yumulurken, tefeciliğin “ en iğrenç günah” olarak kabul edildiği bir dönemdir. Medici ailesi de tefecilikle suçlanmıştır. Peki faizle borç vermek yasak olduğu halde Mediciler bunu nasıl başarmışlardır? Yazar bu kitapta bu sorunun cevabını tarihsel ve sosyolojik zeminiyle birlikte aktarıyor.
Mediciler bankacı oldukları gibi aynı zamanda tüccardırlar. Zengin müşterilerine yurt dışından lüks mallar getirmişler, deniz yolu ile gelen malların , gemilerin batma riskine karşı ( ki o dönemde bu sık yaşanıyordu) sigortalanması gerektiğinden, Medici bankaları bu sigortalama işini yapmışlardır.
Oğul Cosimo, çok hırslı biridir. Mediciler Floransa meclisinde söz sahibidirler ama soylular onlara bu hakkı vermek istemez. Nitekim tüccarlar ve çiftçiler soylu olarak görülmemekte, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar aristokratlar tarafından aşağılanmaktadırlar.
Bu dönem aşırılığın çok sevildiği dindar bir çağdır. Kölelik de hüküm sürmekte, Slav ülkelerinden, Yunanistan ve Kuzey Afrika’dan genç köleler getirilmektedir. Bu kölelerin sahibi konumunda olan zengin sınıf, köleleriyle cinsel ilişkiye de girebilmekte, hatta onlardan gayri meşru çocukları da doğmaktadır . Fakat bu durum o dönemin katı dinci İtalya’sında yadırganmamaktadır . Cosimo da genç ve güzel kölesini metresi yapmıştır. Bu kadından bir erkek çocuğu da olmuştur.
Cosimo’nun kölelerle birlikte sanatçılarla da arası iyidir. Donatello’nun ünlü Davut heykeli Cosimo’nun evine getirilir. Çıplak bir genç erkek heykeli olduğu için Cosimo “oğlancılık”la suçlanır.
Floransa hükümeti Hıristiyanlara faizle borç vermeyi yasaklayınca Cosimo Yahudilerle ticaret yapmış, bu yüzden de Yahudilerle içli dışlı olmakla suçlanmıştır. Dönem Yahudilerin ayırt edilebilmesi için kollarına sarı bandaj takılarak damgalandığı, ülkelerden sürüldüğü dönemdir.
Tefecilikle birlikte vergi kaçırmakla da suçlanınca Cosimo, kiliseyle arasını iyi tutmuş, yüklü bağışlar yapmış, kardinallerin ve piskoposların paralarını yüksek faizli bir şekilde bankasında işletmiş, 1436 yılında Brunelleschi’nin çapı 42 metre olan büyük kubbesi “tefeci” Cosimo’nun parasıyla tamamlanmıştır. Bizzat açılışını Papa yapmış ve kutsamıştır. Bu Cosimo ile kiliseyi birbirine daha da yakınlaştırmıştır. Medici ailesinden üç Papa çıkmıştır.
Cosimo Medici sadece kilise üzerinde nüfuzunu artırmamış, aynı zamanda siyasette de nasıl bir deha olduğunu kanıtlamıştır. Düşmanlarını meclis kararıyla sürgüne göndertmiş, mallarına el koydurtmuştur . Bu da Medicilerin son dönemine tanıklık eden 
Niccolo Machiavelli nin “ düşmanlarını öyle yok et ki, geri dönüp senden intikam alamayacak durumda olsunlar” sözü ile kimi örnek aldığını bize kanıtlar gibidir. Kiliseye çok yakınlık gösteren Cosimo söz konusu siyasi çıkarları olunca elini kirletmekten çekinmemiş, kendisini eleştirenlere de “ Rabbin duasını okuyarak devlet yönetilmez” demiştir. Siyasi emelleriyle dini inançlarını birbirinden ayırmaktadır!
Kitap bir asra hükmetmiş bir ailenin biyografisidir. Ortaçağın İtalya’sını dini, ekonomik, siyasi ve sosyolojik taraflarıyla okurlara başarıyla yansıtmıştır. Yazarın en çok referans aldığı 
Floransa Tarihi dır. Bununla birlikte İtalyan yazar ve tarihçiler de yazarın araştırmasına dahil olmuştur. Bunlardan bazıları: 
Christopher Hibbert 
De Raymond Roover 
Dale Kent dir.
1700’lü yıllarda Almanya’da altın ticareti ile faaliyetlerine başlayan Rothschild ailesinin bugün her alanda etkin olan ve dünyayı yöneten aileler arasında olduğu biliniyor . Dönemin konjonktürüne rağmen, istikrarsız bir ülkede serüvenine başlayıp, tüm Avrupa’da etkin olan bir aile günümüze kadar gücünü devam ettirseydi, galiba Rothschild ve Rockefeller gibi büyük ailelerin esamesi okunmazdı. Ben çok beğenerek okudum. Haklarında yapılmış belgeselleri izlemiştim. Uzun süredir listemde olan bir kitaptı. Ben sorularıma cevap aldım. Siz değerli okurlara bilhassa benim gibi biyografi sevenlere tavsiye ediyorum.
··
901 views
Kitabın PDF ini bana gönderen , çok merak ettiğim bu kitaba beni kavuşturan 
Sedat Temel e bir kere daha çok teşekkür ediyorum 🙏
Eline sağlık inceleme için bu ailelerin çoğu Yahudi aileleri dünyayı yöneten büyük güçler . Bilgi en büyük silahtır . Bilgi beraberinde para ve gücü de getirir.
Yahudilerin parayı iyi yönetme ve artırma yetenekleri var. Bu gerçekten bu milletin yeteneği. Bireylerin karakterleri olduğu gibi toplumların da karakterleri var. Güce ulaşma ve gücü çıkarları için etkili kullanma konusunda kimse yahudilerle yarışamaz. Dediğin çok doğru👍 Teşekkür ederim katkın için
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.