Parama yazık oldu dediğim bir kitap daha...Kendi kurgusu ile ve karakterlerin ağzından çıkanlarla yaşananların çeliştiği bir kitap okumanın şaşkınlığı içerisindeyim. Çok nadirdir böyle tutarsız kitaba rastlamam. Yazar karakterleri oluşturmuş ilk başta, sonra da bunları unutmuş sanırım amaaan boşver diyerek devam etmiş kitaba.
Tipik klişe, sürekli okuduğumuz bayatlamış bir konu seçmiş, hiç kafa yormamış, romcom havasında yazmaya çalışmış ama başarılı olamamış. Özgün olmadığı gibi, hiç hayal gücüne bile gerek kalmamış o kadar tanıdık ve bilindik. Çok yavan ve yüzeysel de bir anlatımı var. Saman tadında, okuyorsunuz ve hiçbir şey hissettirmiyor. Mantık hataları da cabası, içmemesi gereken yerde şarap içmesi, ilk başlarda iletişim kuramamalarından kaynaklı tutarsızlıklar ki hangi yüzyıldayız dedirtiyor, 3. tezini hazırlamak için Alaska'ya geldim ama bunu bir kenara bırakalım işte böyle dolu diyaloglar vardı olmamışlık hissini artıran.
Rook ve Laine uçakta karşılaşıyorlar ve uçak fobisi var kızımızın ama ilk uçakta değil ikinci uçağa bindiğinde oluyor neyse Alaska' da birbirlerine yakın kulübelerde kaldıklarını keşfediyorlar. Firtanadan, karanlıktan korkan kızımız olunca altyapı hazır zaten, 40 yıldır tanışıyor gibi ya da beraber tatil yapmaya gelmişler gibi bir atmosfer doğuyor, çekim hissedip hemen yatağa atlıyorlar. Rook'un kardeşinin karısı erken doğum meselesi ile hastaneye yatınca Rook arayacağını söyleyerek geri dönüyor. Efendim fırtına yüzünden ulaşamıyorlar birbirlerine, Laine de vakti gelip evine dönecek adamın evine iletisim bilgilerini bırakıyor ama nafile.. 1 yıl sonra Laine çalıştığı yerde düzenlenen doğum günü partisi sebebiyle Rook ile tekrar karşılaşıyorlar ve burada da tahminler hemen çıkıyor zaten.
Konuya bakarak güzel bir aşk hikayesine eşlik eden komedi bekledim ama hiçbir açıdan umduğumu bulamadım. Tavsiye etmem.