Gönderi

Bana İstanbul'u anlat Dur bırak, kaynasın kahvenin suyu. Bana İstanbul'u anlat nasıldı, bana Boğaz'ı anlat nasıldı? Haziran titreyişlerle, kaçak yağmurlarla, yıkanmış kurumuş o yedi tepe ana şefkati gibi sıcak güneşte insanlar gülüyordu de trende vapurda otobüste yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle ... hep kahır, hep kahır, hep kahır bıktım be! dur bırak kalsın açma titreyişim, bana İstanbul'u anlat nasıldı? Şehirlerin şehrini anlat nasıldı? Beyoğlu sırtlarından bir yasak gözlerimle bakıp, köprüler, Saray burnu, minareler ve Halic'e diyiverdim bir merhaba gizlice. insanlar gülüyordu de, trende vapurda otobüste, yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle ... hep kahır, hep kahır, hep kahır bıktım be! dur kıpırdama kal biraz öylece ne olur kokun İstanbul gibi, gözlerin İstanbul gecesi gibi, Şimdi gel sarıl bana kınalım, gök kubbenin altında orda da beraber çok şükür diyerek, yeniden başlamanın hayali hasretimin köyünde sanki bir pınar gibi insanlar gülüyordu de trende vapurda otobüste yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle ... hep kahır, hep kahır, hep kahır bıktım be! Nazım Hikmet Ran
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.