Gönderi
Bazı kitapları bir kelime ya da bir cümle ile anlat deseler sizde yarattığı hisle anlatabilecek kıvamda olursunuz. Bu kitap için kitapta da vurgulanan “her şey her zaman göründüğü gibi değildir” derim. Tefekküre dalmayı becerebildiğimizde ve varlığımızı sorguladığımızda bir yabancılaşma hissederiz bazen. Bu, kendimizi henüz tamamen keşfetmemekten ve kendi gücümüzü farketmemekten kaynaklanır bana göre. Bunu başından bilmiyordum; zamanla, okuya okuya, kendi iç sesimi dinleye dinleye buldum yolumu. Evrenin bize göstereceği sınırsız sayıdaki olasılıkları, komut almaya programlanmış bir robot gibi uygulamak için gelmiş olamayız dünyaya. Düğmeyi açan evet evren(ben buna yaratıcı Allah diyorum siz ne derseniz onu diyin) ama komutları çoğu zaman veren biziz. Bunda da çoğu zaman kendi gücümüzün farkına vardığımız zaman başarılı oluyoruz. Bu demek değil ki Allah bizi serbest bırakıyor her şeyin kararını biz veriyoruz. Aksine, sınırsız sayıdaki olasılıkları yine yaratıcı belirliyor ve biz seçtiğimiz yolda yaratıcının belirlediği o sonsuz sayıdaki seçeneklerden birini yaşıyoruz. Öyleyse hem kendime hem size soruyorum: Neden bizim için bir en iyisini seçemiyoruz? Çünkü mutlak bir iyilik yok. Hepimizin geliş amacı ve oynadığı bir rolü var. Şahsen en büyük merakım nedir derseniz, dünyaya geliş amacımı bulmak diyebilirim.
Sarıldım, sarmalandım kitapla. Spiritüel bir yolculuğa çıkan Mike ile huşu buldum sanki. Hem çok iyi geldi hem çok soru sordum kendime. Çoğu zaman cevabım vardı ama cevapsız kalanların da üstünü çizmedim. Arayış ve tekamül yolculuğum devam ediyor. Öğreneceğim çözeceğim çok şey var…
Dolu dolu konuşmayı çok istediğim bir okumaydı. Tavsiyemdir dostlar.
·
429 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.