Irmak Zileli adını duyduğum bir yazardı ama ilgimi çekmesi Deniz Yüce Başarır'ın "Elim Kadeh De Tutar Kalem De" adlı podcastindeki Irmak Hanım'ın konuk olduğu bölüm sayesinde oldu. O bölümde kendini, edebiyatını ve edebiyata bakışını ifade edişini epey beğenmiştim ve hazır kitap siparişi veriyorken bir tane de Irmak Zileli kitabı ekleyeyim sepete dedim. Yazarın ikinci romanı olan Gözlerini Kaçırma bu şekilde eklendi kitaplığıma. Gözlerini Kaçırma'da yazar kalınlığa anne olma kavramı üzerinden bakıyor. Aynı ailedeki üç kuşak kadın üzerinden diyebiliriz daha çok ama bununla da sınırlı değil; baş karakter Didem'in arkadaşları ile de çok çeşitli bir annelik anlatısı sunuyor aslında. Belli yargılara varmadan her anneliğin ve anne-çocuk ilişkisinin kendine has olduğunu gösteriyor bence. Toplumun çizdiği anne çizgisinin bazen dışında, bazen o çizgide dolaşan birtakım anneleri okuyoruz. Baş karakterimiz Didem babasını bile bilmediği bir bebeği yalnız başına dünyaya getirmekte ve bunun sorumluluğunu almakta ısrar eden, düşe kalka bir şekilde idare etmeye çalışan bir karakter. Bence kötü bir anne değil, hataları olsa da kötü değil. Bu yüzden kitabın basında okuduğumuz olayın gerçek olmamasını umdum roman boyunca. Son sayfada da kendi çapında bir teselli bulabildim. Bence güzel bir romandı. Çağdaş Türk Edebiyatı eserlerinde sık sık rastladığımız süslü edebi cümlelerden uzak, daha sade, daha süssüz bir dili var ayrıca Irmak Zileli'nin. Bu romanda kullandığı ikinci tekil kişili anlatım ise âdeta kendi iç sesiyle konuşan bir kadın havası katmış, bir anlamda hem mesafe hem de samimiyet de katmış ayrıca. Ben sevdim. Yazarı okumaya devam edeceğim diye umuyorum.

Gözlerini KaçırmaIrmak Zileli · Everest Yayınevi · 201894 okunma

·

17 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra