Gönderi

Doğum günü kutlaması
Meryem Suresi 33.ayet; Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır. والسَّلام عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدتُ وَيَوْمَ أُمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا Biz yakın zamana kadar, doğum günü kutlanmasına hep karşı çıktık; hatta doğum günlerimizi çoğumuz hatırlamak bile istemedi. Haklıydık. Çünkü bize doğum günü kutlamaları diye, hep günah ve işret âlemleri örnek olarak sunuldu. Tamamen bizim olmayan adetlerle, batı müziklerinin eşliğinde içkili, israflı, mumlu vb. kutlamalar kondu önümüze. Peki, Islam, doğum gününü hatırlamayı yahut kutlamayı yasaklamış mıydı? Elbette ki hayır. Öyle olsa, Müslümanlar olarak Rebiul Evvel ayının on ikinci gecesinde Hz. Peygamberin doğum gününü kutlamazdık. Öyle olsa, edebiyatımızın şah eserlerinden ve bir çeşit doğum kutlaması olan "mevlidler" yazılmazdı.. Mehmed Zihni Efendi'nin Nimet-i Islam adlı eserinde verdiği bilgilere göre, ezandan sonra minareden Peygamberimize salat ve selam okunma adeti (sala), 791 yılı Rebiu'l-Evvel ayının Pazartesi gecesi Mısır'da başlamıştır. Gerçekten de her insanın hayatında unutamadığı çok önemli günler vardır. Bu günler acı tatlı hatıralarıyla hep yâd edilir, diger günlerin önüne çıkartılır. Örneğin bir doğum günü, bir düğün günü, bir ölüm günü, bir kuruluş, kurtuluş yahut tarihten siliniş günü, Hatta bu çok önemli günler adına tarih bile düşülmüş ve sonuçta bu özel günler tarihe ve insanlığa mal olmuştur. Sözgelimi bir Nuh Tufanı, Hz. İsa'nın doğum günü, Fil vakası, Hicret günü, Istanbul'un fetih günü gibi. Insana inen Kur'ân da insanın bu eğilim ve özelliklerini gözeterek inmiş olup bazı günleri diğer bazılarının önüne çıkararak anmıştır. Elbette bir kısım günlerin öne çıkarılması zamanın diğer dilimlerinin önemsiz görüldüğü anlamına gelmez. Bu cümleden olarak Kur'ân cahiliyye insanının erkek çocuğun doğum gününde sevindiği, kız çocuğun doğum günü ise üzüntü ye gark olduğunu kınayarak erkek olsun kız olsun doğum günlerinde sevinmenin (16/58, 43/17) insan psikolojisinin tabi bir gereği olduğunu vurgular. Bunun yanında o, aileleri ve toplumları için çok önemli günler olan Hz. Yahya ve Hz. İsa'nın doğum günleri ni özellikle anmıştır.Yine Kur'ân'da Hz. Ismail, Hz. İshak, ve Hz. Yahya'nın doğum müjdeleri üzerinde durulur, Hz.Yakub ve Hz. Süleyman peygamberlerin ölüm anları anlatılır, Kendisine neden özellikle Pazartesi nafile oruç tutulduğu sorulunca Peygamberimiz (s) "Çünkü ben o gün doğdum ve bana Kur'ân o günde inmeye başladı." buyurarak doğum gününün ve kendisine vahyin ilk geldiği günün hayatındaki önemini vurgular. Yahudiler, Mekke'den Medine'ye göç eden muhacirlere size büyü yaptık, artık sizin çocuğunuz olmayacak" diye sataşmaktaydılar. Koparılan bu yaygara, Medine havasına alışamadıklarından ilk sene hiç çocukları olmayan muhacirlerden bazısını etkilemişti. Bu yüzden muhacirlerin Medine'de dünyaya gelen ilk çocuğu Abdullah dünyaya gelince, müslümanlar bunu tekbirlerle kutlamışlardır." Sünnette çocuğun ilk doğum günlerinde (doğumun 7. veya 14 veya 21. günlerinde) kesilmesi tavsiye edilen akika kurbanı da bir çeşit doğum gününün Islami kutlamasıdır." Bütün bu açıklamalardan doğum gününe önem vermenin meşruluğunu çıkarmamız mümkündür. Ne ki, bu önem verme bugünkü cahiliyye kutlamalarına benzememelidir. Peygamberimizin kendi doğum gününü oruçla, müslümanların çocuklarının doğum gününü kurban, şükür ve tekbirle yadettikleri düşünülürse, müslümanlar da kendilerinin ve çocuklarının doğum günlerini Allah'a şükür, dua ve ibadet fırsatı olarak değerlendirebilirler. Hz. Peygamber'in doğum gecesi olan Mevlid Gecesi de bu çerçevede değerlendirilebilir kanaatindeyiz. Zira tamamen insani eğilimlerden kaynaklanan bu günlere, yapılan yanlış uygulamaları bahane ederek "Islam'da bunun yeri yok" diyerek tamamen karşı çıkmak kanaatimizce pek tutarlı bir tavır değildir. Küçülen dünyada çocuklarımızın, başkalarının doğum günlerinde düzenledikleri partilere imrenmemeleri için, kendi değerlerimize uygun alternatiflerimiz her zaman olmalıdır. İşte Hz. İsa peygamber, Kur'ân'da yer alan bu duasında insan hayatının üç önemli devresine vurgu yapıyor: Doğduğu gün, öleceği gün ve tekrar dirileceği gün. Biz de Allah'ın kelimesi İsa aleyhisselam gibi dua ediyoruz: "Doğduğum gün, öleceğim gün ve tekrar dirileceğim gün bana selam olsun!"Tabi ki hayatımızın bu üç dönüm noktası olan günü, Yüce Yaratıcının istediği ölçüde geçirerek Gerçekten insanın hayatıda bu üç günün son derece özel bir yeri vardır. Doğmak, yokluktan varlık âlemine geçmektir. Ölüm günü, ait olduğumuz yere, asla dönmek vuslata ermektir. Diriliş günü, cennete beraatini alıp kaybettiğimiz yurda vasıl olmaktır. Tabiki müslümanca yaşanır ve müslümanca ölünebilirse.
Sayfa 69 - Doğum günü ile ilgili en güzel açıklama
··
545 views
Sҽɱα okurunun profil resmi
Okumaya değer bir alıntı, şiddetle tavsiye ediyorum.
Yakup Can okurunun profil resmi
Çok güzel bir yazı
Sҽɱα okurunun profil resmi
🌷
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.