Teodosyus buyruğuyla
Maximinus yola düştü
Attila sarayına doğru
Tuna üzerine
Yoldaş oldum ona
Vardık İskit eline
Yaklaşın anlatayım size
Kimler yoktu ki o şenlikte
Preatorlar, konsüller
İskitler'e tâbi,
Barbar kavimlerin şefleri
Alanlar, Bulgarlar, Gotlar
Bendeniz bir de
Priscus
Kalem erbabı şair,
Hikmet sever.
Attila girdi merasime
Ölçülüydü duruşu
Çalımlıydı yürüyüşü
Ne kaftanında
Ne kılıcında kınında
Süs emaresi yoktu
Çerilerinden farklı
Değildi görünüşü
Yalnız daha paktı esvabı
Oysa beylerinin
Bağlı kavimlerin şeflerinin
Parlaktı kılıkları kuşamları
Zümrütler, gümüşler,
Altın kakmalar...
Kadehler getirildi
Adet üzre kaldırıldı
Ve dualar edildi
Gözleriyle süzdü herkesi
Memnundu ki
Başıyla işaret verdi
Hepimiz oturduk.
Lupa'nın memesini emenler
Remus ve Romulus'un ahfadı
Yani bizler uzaktaydık
İskitler ve steplerin çocukları
Attila'nın yakınındaydı.
Barbar aklı dedim
Vahşilere ihtimam
Medenilere mesafe...
Çanak çömlek dizildi
Attila ve hanesine ahşap
Bizlere altın gümüş
Çeşit çeşit yiyecek
İskit kralının önünde
Alelade bir tepside et
Toy bitmeye yakın
Hava karardı
Meşaleler yakıldı
Ozanlar geldi
İskit kralının
Destanlarını söyledi
Ben Priscus
Venüs'ün inci küpesi
Roma'nın oğlu.
Barbarların kralı,
İşte şurada.
Mutedil ve doygun,
Oturuyor.
Düşündüm...