Gönderi

488 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #KayıpKıta #CenkKayakuş #KanonYayınları #Roman #484sayfa Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan Cenk Kayakuş'a ait "KAYIP KITA" isimli romanla geldim. Macera romancılığında çığır açan Cenk Kayakuş bu romanla bir kez daha farkını ortaya koyuyor. Sanırım türünde marka isimlerden biri desem mübalağa etmiş olmam. Daha önce de aksiyon, hız, rekabet, gerilim türleri okumuştum. Ancak bu kurgu roman KAYIP KITA çok damardan. İnanın yaşanan her olayda kahramanımız Hakan Geda'nın anın içindeki hali ahvali üzerinizdeki kıyafetlere kadar siniyor. Yanık, kan, bomba, deniz, kum, içki, sigara kokuları sayfalardan elinize, yüzünüze sirayet ediyor sanki. Gerçeğin komplo teorisi ancak bu kadar örtüşebilir birbiri üzerine. Bir an sahi olabilir mi dediğim sorularda öncesinde mesnetsiz gördüğüm HAARP teknolojisi var mıydı? diye düşündüğümde, İstanbul depremi bu yöntemle yerle bir oldu romanda. Öylesine gerçekti ki herşey..! HAARP Amerika Birleşik Devletleri ve Alaska Üniversitesi işbirliği ile yürütülen gizli bir proje. Projenin çıkış noktası iklim değişimlerinde hayli etkili bir atmosfer tabakası olan iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak. İklim kontrol, yapay deprem tetikleme gibi konulara hizmet ediyor. Bu açıkamadan sonra konuyu spoi vermeden anlatmak isterim. Roman üç bölgede yaşanan komplo teorilerini destekleyerek ilerliyor. İstanbul Dolmabahçe Sarayı, Moğolistan Gobi Çölü ve Şanlı Urfa Göbeklitepe. Başlangıç İngiliz araştırmacı Churchward'ın Mustafa Kemal Atatürk ile şahsi olarak kayıp kıta Mu hakkında yazışıyorlar. Hatta kıtanın varlığını destekleyen, insanlığın yeryüzüne yayılış hikâyesini allak bullak eden tabletlerin varlığından söz ediyor araştırmacı. 1930'larda Atatürk Türk Tarih Tezini ilk kez ortaya atarak Türk ırkının köklerinin inceden inceye araştırılmasını istemiş. Türk olmayı Batılı kaynakların söylediği şekilde kabullenmesi yerine tarafsız bir şekilde öğrenilmesini istiyordu. Bu amaçla son derece gizli çalışma başlatılıyor. Araştırmacı tabletleri Atatürk’e gönderiyor. Bu esnada, İstanbul Boğazı'nda yaşanan bir gemi kazası sonucu depo temelleri hasar gören Dolmabahçe Sarayı'nda binlerce yıllık antik tabletler ortaya çıkar. Ulusal Arkeoloji Kurumu'nun davet edildiği Hakan Geda tabletleri incelemek üzere geldiğinde büyük bir saldırı yaşanır. Tam anlamıyla hırsız polis mücadelesi başlar. Tabletler Moğol ajanlar tarafından çalınır. Amaç toryum elementinin tabletlerde bulunuşu ve yerinin kaynağına ulaşılması için ölümüne gizli savaşın başlaması. Bundan sonra hız, aksiyon, maceranın 007 James Bond hikayesi kıvamında macera soluksuz bir şekilde ayağınızı yerden kesiyor. Akabinde yaklaşık iki hafta sonrası beklenen Marmara Fayı kırılmış ve felaket gelmiştir. Ayrıca dünyanın pekçok yerinde başka doğa olayları yaşanır. Tüm bunları hangi dev şirket yaptı? Tabletlerle bağı esas ilgisi nereden geliyordu? Göbeklitepe konunun neresinde? Moğolistan dev antenleri, radarları hangi amaçla, hangi işbirlikçilerle nerede kurdu? Amaçları hangi ülkelere zarar vermekti? Siyasiler, ülke liderleri hangi açıdan olayları yönetiyordu? İp uçlarını birleştirmeye çalışan Hakan Geda Moğolistan’ın Gobi çölünde hayatı pahasına neler yaptı? Nihai noktada korkunç teknoloji dünyayı sarsar. Heyecan ve gerilimin nirvanasına yolculuk etmek isyeyenlerin tek adresi KAYIP KITA. Hakan Geda sizi maceradan maceraya taşıyor. Hiç bitmese dediğiniz o kaliteli heyecan bu kitapta zirve. Son olarak hayatın her alanında karşılaşılabilen komplo teorilerine, özellikle ortada bir belirsizlik durumu olduğunda veya anlaşılması güç bir olayla karşı karşıya kalındığında daha sık başvuruluyor gibi. Hemen aklıma gelenler: İlluminati, Dünyayı Yöneten 5 Aile ve Yeni Dünya Düzeni, Üst Akıl, Uzay, Aya Çıkış ve 51. Bölge, "Reptilianlar Tarafından Yönetiliyoruz vs. Acaba yeni dünya düzeni bizlere neler gösterecek? Bitkilerin çiftleşme döneminde havayı dolduran polen tozları açık havada gezinen biri sayesinde üzerindeki kumaşın liflerinin arasına da gömülür. Bu da bir kumaş parçasındaki polen kalıntılarından, sahibinin bulunduğu coğrafya hakkında bilgi sahibi olmana yarar. Buna palinoloji bilimi deniyor. (say. 226) Artık teknolojinin bize sundukları sayesinde doğayla alay edebiliyoruz. Onun davranış biçimlerini etkileyebiliyor, onu manipüle edebiliyor ve zaman zaman istediğimiz gibi davranmasını bile sağlayabiliyoruz. Yapay yağmur bulutları oluşturmak, mevsim sıcaklıklarını dengelemek, sera etkisi, genetik mühendisliği, yapay depremler... (say. 284) Hayat midenin ve zihninin nasıl doyduğuyla ilgilidir. Gerisi teferruat. (say. 362)
Kayıp Kıta
Kayıp KıtaCenk Kayakuş · Kanon Kitap · 201858 okunma
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.