Gönderi

Merhaba sevgilim. Gökyüzünde ne çok bulut var öyle? Gördün mü sen de? Bugün dünden iyi bir gün olmadı benim için. Umarım senin için olmuştur. Günler hep aynı gibi sevgilim. Işten eve gelip de sana geldiğim zamandaki saatleri anlamıyorum. Ben daha dinlenemeden geçiyor gibi. Geçmeyen şey ise özlemin. Sevgilim, kızma "yapma ama böyle" diye cümleler de kurma. Madem ki benim mektubum, dilediğim her şeyi yazmak istiyorum. Ama sen istersen devamını okumayabilirsin. Okuyorsan beni sevdin demektir. Bir önceki cümleyi okuduysan -ki okudun- ben de seni sevdim. Kim ne derse desin seni sevmek beni çok yüceleştirdi. Çok çocuklaştırdı. Sonra anladım ki, seninle çocuk olmak demek sevginin en saf hâliydi. Sevgilim kokunu bilmiyor oluşum çok üzüyor beni. Doya doya içime çekmelik şiirlerinden başka kokunu da bilseydim keşke. Bu yüzden bir kokuyu senin kokun yapmaya karar verdim. Henüz bulamadım. Bugün önceki bir şiirini okudum; "Ben vedalarda hiç iyi değilim" diye başlayan. Şairler yalan söyler bilirdim. Ama sen söylemezsin sanırdım. Şimdi söyle bakalım, ne gerek vardı bu vedaya?   Saçlarımı kesmiştim ya hani, bugün hemencecik tarandılar. Eskiden taramak zordu diye sinirleniyordum. Bugün de saçım yok diye ağladım. Uzamadılar hiç. Onlar da küsmüş bana. Çok mu konuştum yine Sevgilim? Daldan dala atladım. Seninle konuşurken binbir konu yarışıyor zihnimde, sana akmak isteyen. Benden her şey sana akmak istiyor. Sevgilim, sesin; kulaklarım da hasretlik çekiyor. Biliyorum duyamam sesini. Ama hiç değilse iki satır yaz. Senin yazdığını bilirsem, senin sesinle okuyabilirim. Unutmam ertelenir böylece. Iki satır; istersen bilmem ne yıldızının filanca özelliğini anlat. Uyku, beni sana yaklaştırıyor. Her yerinden.
·
75 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.