Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İslam hk Birkaç Görüş ve Cevap
Sonuna kadar okuyana dua ettim.🙂 Sanırım burada birleşilemeyen nokta, hayata, olaylara Yaradanın bak dediği gibi bakmanın zorunlu olup olmadığını kabullenmekle ilgili. Biz, bakmak zorunlu diyoruz. Sanırım çoğu insan da Müslüman da zorunlu değil diyor maalesef. Ancak olay şu ki biz iddiamızı Vahiy üzerinden kolaylıkla delillendirebiliyoruz. Beyan, Yaradanın yaptığıdır, şari O. Tahlil O'nun bildirdiğine göre. Sabiteler O'ndan. Biz sınırlıyız, parçaya hakimiz, bütünü bilen O. Verdiği akılla, muhakeme yeteneğiyle, dilememizi dilediği için, özgür irademizle seçiyoruz. Bizim mecburiyetimiz; seçimimiz.  "...Nefse ve ona iyilik ve kötülük kabiliyetini ilham edene..." Şems 8 Arıya balı tarif etti, hergün bal bal, nereye kadar, bugün yatalım diyemiyor. Biz ise hayat yolunda aralıklarla, birkaç sapaklı kavşak geçmekle mesulüz. Hangi tarafa gideceğiz peki? "Bütün insanlığa bir uyarı olması için, kuluna iyi ile kötünün arasını kesin hatlarla ayıran Furkanı (vahyi) indiren (Allah) ne yüce, ne cömerttir!" Furkan 1  "İnsanlar arasında Allah’ın sana gösterdiğine göre hükmedesin diye hakkı içeren kitabı sana indirdik.."Nisa 105. ve diğerleri. Vahiy açık, açık olduğu kadarıyla da  muhatap (okuru) mesul. Mana okurun tasavvurundadır ama Yaradanın sınırları vardır: "Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar." Al-i İmran 7 vd. Bir indiliriş gayesi de burada; O'ndan başkasına kulluk etmeyelim diye. Bir anlamda muhkem, açık ayetlere uymamız şirkten kurtulmamızı sağlıyor (ki tevbe edilmezse tek bağışlanmayacak olan günah. Nisa 48, 116) vd. "...Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır." Hud 1, 2 vd. Her ümmetin bir kısım temel kriterleri farklı, Bizimki de son Vahiyle bildirilenler. On doğru, yirmi yanlış tanımı yok, senin iyin, benim kötüm yok. Asgari müşterek var: "Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Sana gelen bu gerçeği bırakıp da onların isteklerine uyma. Her birinize bir şeriat ve bir yol yöntem verdik. Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdikleriyle sizi denemek istedi." Maide 48 Şu ayet de dikkat çekici, uyarıcı da; "Allah ve resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakları yoktur." Ahzab 36 Bu da: "Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar." Nisa 65 vd Biraz daha idrakımız artsın, hikmet sahibi olalım dersek, o da mümkün; "Ey inananlar! Eğer Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olursanız, O size iyiyi kötüden/hakkı batıldan ayırt eden bir anlayış [furkân] verir. Sizin kötülüklerinizi örter ve bağışlar." Enfal 29. Evet, Vahiy, karmakarışık, girift, adama, zamana, mekana, duruma göre doğrular yanlışlarla, varoluş vb sonsuz sorularla dolu dünyada bir nevi yaşam kılavuzu. Çünkü;  "İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?" Kıyamet 36 vd. "Ayrılığa düştüğünüz bütün konularda (doğru) hüküm Allah’a aittir. İşte o Allah benim rabbimdir; yalnız O’na güvenip dayanmışımdır ve daima O’na yönelirim." Şura 10 Hayat boş değil, yedik içtik, aldık verdik, kavşaklar bitti, mecburi istikamete girdik; "Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz." Tekasür 8 vd. Sorulara kısa cevapları da buraya ekleyelim. Müslümanın din konusunda ne sırrı olabilir ki? Nübüvvet bitmiş. Fetöcüler gibi haftada beş gün rüyamızda Allah Rasulunu göremiyoruz. Yukarıda da konusu geçmişti. Hangi müellif anlaşılmamak üzere yazar (Felsefecileri saymıyoruz tabii😋) ? (Nur şakirti gibi yanıtlar vermeye başladım, hayırlısı) Yaradan; "Andolsun bu Kur'an'ı düşünüp öğüt alasınız diye kolaylaştırdık" aynı lafızla, ilginçtir dört kere tekrar ediyor. Kamer 17,22,32,40.  Şimdi biz bu Kur'an'a nasıl anlaşılmaz diyebiliriz? Hele ki muhkem ayetleri hakkında. Dersen ki müteşabihleri ne yapacağız? Onlar hakkında ne dememiz gerektiği de aynı ayette Ali İmran 7' de yazıyor ya zaten. Dersen ki bir görüşe göre, ilimde ileri gidenler de bu ayetlere mana verir anlamı da vardır.  O zaman bu zatın sınırı da aynı ayette belirtilen 'insanları doğru yoldan saptırmamaya dikkat etmeli'. Yani çıkarımları, Vahyin çizdiği sınırları aşmamalı. Bu zat örneğin (kızmak yok) Firavun da kıral adamdı, müminin hasıydı, derse bu çıkarım olmaz, kanırtım olur. Delilin ne diye sorulduğunda; rüyada gösterildi, bildirildi, geçen Mekke'deydim Peygamber söyledi, gibi cevaplar verirse ciddiye almamak gerekir. Pardon, bilakis ciddiye alıp, arkaya bakmadan kaçmak gerekir. Böyle sırlara vakıf olduğunu iddia edenden önce, ne Peygamber ve çevresinden, ne de sonrakilerden böyle sırlar nakledilmemişse ve üstelik benzer iddiaların çoğu başka görüş/dinlerde dillendirilmiş ise nasıl dikkate alalım? Böyle birinin Vahye rağmen öğretileriyle nasıl hayat tanzim edelim? Evet, aynen söylediğin gibi."Tüm bildiğin,  bildiğini söyleyenlerin bildiklerini tekrarlamaktan ibaret". Ama söylediklerimizi, herşeyi bilen, tam hüküm ve hikmet sahibinin, El Alim'in (esmaları yazmayalım buraya) insanlığa bildirdiği mutlak doğrulardan alıyoruz. Bilgi kaynağımız Vahiy. Tüm yukarıda yapmaya çalıştığımız gibi. Kitaba iman da bir anlamda bu değil mi? "Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?" Nisa 122. "(Arkadaşınız Muhammed) Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir." Necm 3, 4 Bildiğini söyleyenlerin değil, Herşeyi Bilenin bize bildirdiği kadarını bilmemiz, sorumlu tuttuğu kadarını bilmemiz, bildirdiğini tekrar etmemiz ne güzel değil mi? Teslim, müslim olmak (ama yalnızca ona) bir anlamda bu değil mi?  Bilgi anlamında da hemen her konuda da; "Allah, kuluna kâfi değil mi?" Zümer 36 O şahit olsun ki, her halimizde, her ne verdiyse O bize kafi.
·
474 görüntüleme
İslamiKitapÖzet okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık üstad. 'Allah kuluna kafi değil mi?' ayeti için 33 değil de herhalde 36 yazacaktınız.
Patakute okurunun profil resmi
Ben, sizi bu hatayı bulabilecek mi diye özellikle yanlış bıraktıydım, demiyim. Yalan olur. Teşekkürler hocam.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.