Gönderi

Bir Mustafa Kemal Paşa'nın istiklâl (bağımsızlık) konusunda dediklerini okuyunuz, bir 'Atatürkçü' geçinen politika esnafının yaptıklarını düşününüz, çoğunun Atatürkçü filân olmadıklarını hemen fark edeceksiniz ya, bu arada bağımsızlığımızın çok alanlarda güme gitmiş olduğunu dehşetle göreceksiniz. Hele Mustafa Kemal'in, askeri, iktisadi vs. alanların herhangi birinde dahi tam bağımsızlığı yitirmenin, bütün alanlarda yitirmek anlamını taşıdığını söylediğini okuyunca, dehşetiniz öfkeye dönüşecektir: Ordumuzun, donanmamızın, hava kuvvetlerimizin donatılması için bizi yabancıların eline baktıranlar kimlerdir, ekonomimiz için şundan bundan borç para dilendirenler? Çok sahip çıkar göründükleri Atatürkçülük, gerçek anlamda ele alınır, yozlaştırılmazsa, hiç şaka kaldırmıyor. Tam bağımsızlıktan yanadır, tam bağımsızlığın bölünmez bir bütün olduğuna inanmaktadır, yabancı ülkelerle ilişkilerimizde istiklâlimizin tehlikeye düşmesine şiddetle karşı çıkmakta, böyle bir işe kalkışan yabancı ülkeye 'amansız' düşman olmamızı öngörmektedir; ayrıca, ne kadar zengin olursa olsun, bağımsızlığını yitiren bir ülkeye ancak uşak muamelesinin yakışacağını söylemekte, bunun için de Türk milletinin yeni kurduğu devletin 'mukadderatina, muamelatına, istiklâline' hiç kimseyi karıştırmayacağını açıklamaktadır. Hangisi "Atatürkçüyüm" diye bangir bangır bağırarak, topraklarımızda yabancılara üs verdi? Hangisi ikili anlaşmalar yaparak, bölünmez bir bütün olan bağımsızlığımızı, parçalara bölüp zedeledi? Hangisi milli ordumuzu yabancıların iradesine bağlı kıldı? Hangisi ekonomimizi, yabancı ekonomilerin ve güçlerin arzu ve iradesine uygun bir gelişmeye sürükledi?
Sayfa 75
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.