Gönderi

Öpüşme.
XVI. yüzyılda İtalya'da evlenmeden cinsel ilişkiye girmenin cezası hapisti, bu ortaçağ döneminde bile böyle değildi. Suçlu gördükleri kadınlar bellerine kadar çırılçıplak soyulur kırbaçlanır ve saçları kazınırdı... Seks yaptığı kişinin yaşı küçükse durum idama kadar gidiyordu... Bir erkek ile bir kadın bekar olmalarının dışında eğer birisi evliyse ve öpüştüklerini gören şahitler varsa bu yasak aşıklar o zaman işkence ile kurtulamıyor ve boyunları vuruluyordu... Cromwell'in İngiltere'sinde durum biraz daha farklıydı. Evli bir kadınla zina yapmanın cezası idamdı fakat bu ceza kadın için geçerliydi. Erkek libidosu durdurulamaz olduğu için erkeklere idam cezası verilmiyordu ve sadece zina suçunu işleyen kadın idam ediliyordu. Yani arkadaşlar sandığınız gibi rönesans dönemi pek de eğlenceli partiler, danslar, müzikler, sanat ve şarap eşliğinde özgür şekilde geçmiyordu. Rönesans döneminde ahlak anlayışı büyük ölçüde değişti. Mesela hayat kadınlarının durumuna bir bakalım. Ortaçağda fahişeler kentin dışına sürülür ve yaptıkları devlet tarafından kontrol edilirdi. İzlenirdi de diyebiliriz. Ancak Rönesans ile her şey değişti. Gettolara sürülen fuhuş artık tamamen yasak hale getirildi ve tüm fahişeler kırbaçlanarak cezalandırıldı. Sadece bunla kalmadı. XVII. yüzyılda erkek düşkünü olduğunu düşündükleri kadınları aramaya başladılar. Mahalle mahalle gezerek halka erkeklere meraklı kadınlar var mı diye sorarak isimleri topladılar ve bir liste yapıp şehrin her yerine astılar... XVIII. yüzyıla geldiğimizde Avrupa'da onbinlerce kadının adı listelere yazılmıştı. Bu kadınlar fahişe değildi bu zaten yasaklanmıştı. Bu kadınları erkek düşkünü olarak kaydettiler ve hepsini Amerika'ya sürdüler. Bildiğiniz üzere Amerikan halkının çoğu Avrupa'dan sürülenlerdir. Fransa ise sadece fahişeleri yolluyor gözüküyordu. XIV. Louis'nin askerleri fahişe avına çıkmaya başladı. Yakaladıkları kızların kulaklarını ve burnunu kesip Amerika'ya yolladılar. Oysa Versailles'in içinde dönen hayatı merak ediyorsanız güzel bir belgesel dizisi vardır... İspanya'ya gelince bekar anneler mahkemelerde yargılanmaya başladı. Avusturya'da ise yobaz bir imparatoriçe olan Maria-Theresia namus zabıtaları kurdu ve uygunsuz giyinen kızları fişlemeye başladı. Peki eşcinsellerin durumu nasıldı? Avrupa'da genel olarak eşcinsellere karşı olan hareketin merkezinde kilise bulunuyordu ancak Fransız ihtilaline giden süreçte artık devletler de eşcinsel davranış ve yaşama karşı önlemler almaya başladı. İngiltere'de eşcinsellik vatan hainliği ile eşdeğer tutuldu ve hepsi asıldı. Rönesans genel anlamda ortaçağ döneminden daha baskıcıydı. Halkın her kesimine olan bu baskı iklimi Fransız Devrimi'ne kadar olan süreçte giderek arttı ve Osmanlı'yı bile etkiledi. Örneğin eşcinselliğin yaptırımı olmadığı Osmanlı da bundan etkilenerek eşcinsellik ayıp hale geldi. Tüm dünyada Rönesans döneminde doğan bu algılar. Eşcinsellik, fuhuş, yasak aşk, evlilik dışı seks ve hatta öpüşmenin bile idama gidebildiği durumlarının değişmesi ancak II. Dünya Savaşı sonrasında gelişen özgür dünya ile olacaktı... Kaynak ve detay için Saadet Özen'in çevirdiği "Aşkın En Güzel Tarihi" adlı kitaba başvurabilirsiniz.💜 ( ALINTI )
··
2 plus 1
·
1,079 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.