Ovidius'un Dönüşümleri, uzun zamandır listemde olup sırasını bekleyen kitaplardan biriydi. Dante okurken ikisini de beraber götürmenin daha kolay olacağını düşünürken tam tersine büyük bir külfet oldu. İki dev esere yaptığım en büyük haksızlık sanırım bu girişimimdi, ağzımın payını aldım. Bu yüzden ilk önce Dönüşümleri bitirme kararı aldım. İyi ki okumuşum, gerçekten çok güzeldi.
Ovidius bizlere Homer'in İlyada ve Odysseia'sını da dahil ederek daha farklı ve çeşitli hikayeler sunmuş. Hatta Troia Savaşı'nın o kasvetli hâlini bertaraf etmek için düğün sonrası kargaşa havasını hissettirmeye çalışmış ve bence çok güzel olmuş. Çoban Paris'in aşkı yüzünden çekilen onca şey bir düğünden kalan koca bir gerginlik olarak nitelendirdiği Troia Savaşı'nı basite indirgenerek zihinlerde kolay yer edinmesini temenni etmiş diye düşünüyorum.
Dönüşümler Homer gibi direkt olarak Yunan mitolojisinden beri gelen bir içerik değil, Ovidius'un bu kadar dolu bir eser çıkarabilmesi belki de bundan kaynaklanıyor. Çünkü Ovidius, Dönüşümleri Roma mitolojisi üzerinden bize aktarıyor ki onun elinde Homer'den daha fazla kaynak ve alan var. Her ne olursa olsun Homer'in Yunan ve Roma mitolojisi üzerindeki hakkını yiyemeyiz ve gölgelendiremeyiz.
Kitabı okurken çalakalem okumak istemedim. Kitap hakkında yazılmış çeşitli makale ve yazılar eşliğinde özümseyerek götürmeye çalıştım iyi ki de öyle yapmışım sizlere de tavsiye ederim. Kitabının isminin Dönüşümler olması ve bu fikir üzerinden ilerlemesi ise dahiyane bir fikir. Çünkü mitoloji, tanrıların, insanların ve canlıların dönüşüm geçirdiği bir dünya. Bir bakmışsınız kuğu olmuşsunuz, bir bakmışsınız ağaç.