Öykü okumayı herkes sevmiyor. Uzun uzun romanlardan aldığı keyfi başladığı gibi "nalet olsun ulu manitu" bitti bu diyen okurlar var. Ben seven taraftayım. O kısacık hikayelerde karakter yaratmayı, sayfalarca okunulan duyguları birkaç sayfaya sığdırmayı, duyguların bam teline dokunmayı ve sonunda olaylara noktayı koymayı büyük bir başarı olarak görüyorum. Kocaman upuzun dizilerin, filmlerin senaryolarını yazan Çağan Irmak küçücük hikayelerine bölümlerce dizilerini sığdırmış, unutulmaz karakterlerin benzerlerini Ege'nin bir kasabasındaki acı - tatlı yaşamlarını anlatmış bize. Kendi rengini, kendi üslubunu ve kalemini konuşturmuş. Dokuz ayın çarşambası bir araya gelse kendi çarşambasından vazgeçmeyecek Naciye'yi, her şeyin ama her şeyin yurdu olup bir tek kendisinin yurdunun olmadığını söyleyen Haktan'ı, benim gönlümü çelen bütün mahallenin kaka sıkıntısını çözüp, sonunda Sevinç'i sevince boğduğunu düşündüğüm tam bir hanımefendi olan Hüsniye Hanım'ı, küslüğüne bir sanatçı titizliğiyle sahip çıkan, insanlardan başka, yağmur yağdı diye yağmura küsen, rüzgar esti diye rüzgara küsen, yalancı bahar'a aldanıp erken çiçeklenen erik ağacına küsen, uçan kuşa hatta sokakta gezen köpeğe küsen, yetmemiş kahve camına "BEN SİZE DEDİDİM BENİDE GIZILDERELİYİDE DİNNEMEDİNİZ KEMAL BEN ELEKTRİKÇİ. NALET OLSUN SİZE... diyip milli maçta yüz küsur adama küsen Kemal'i, fevkalade güzel Perizat'ı, anlayacağınız kurgu olduklarından emin olamadığımız, olamayacağımız karakterleri okumayan üzülür. Bugün cumartesi hazır tatil günüyken, avmlerde ya da çarşıda gezerken gidin bir kitapçıya kapın bu güzeli. Yorumu okumadım beğenip geçtim, haberim yoktu demeyin. "Bırakın bu işleri devlet su işleri" :) kendinize bugünün hediyesi olsun bu güzellik. Dinleyin beni.

Gözümden Deliler TaştıÇağan Irmak · Doğan Kitap · 2025189 okunma

·

1 artı 1'leme

·

237 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Göknur