Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan hariç her şey tazedir, çünkü insan bir yük, bellek yükü taşır. İnsanın pis, kirli, yük altında olmasının nedeni budur; yoksa tüm varoluş yeni ve tazedir. O bir geçmiş taşımaz ve bir gelecek hayal etmez. Sadece oradadır, tümüyle oradadır! Geçmişi taşıdığınız zaman varlığınızın büyük kısmı geçmişe, olmayan geçmişe karışır. Ve geleceği hayal ettiğinizde varlığınızın büyük kısmı geleceğe, olmayan, henüz olmayan geleceğe karışır. Çok dağılırsınız; yaşamınızın hiç yoğunluğu olmamasının nedeni budur. Tantra gerçeği bilmek için kişinin tek birşeye ihtiyacı olduğunu söyler: yoğunluk, tam yoğunluk. Bu tam yoğunluk nasıl yaratılır? Geçmişi ve geleceği atın. Tüm yaşam enerjisi o küçücük şimdi - ve - buradaya odaklandığında bu odaklanmada siz bir ateş, canlı bir ateş olursunuz. Siz Musa'nın dağda gördüğü aynı ateşsiniz ve Tanrı ateşte duruyordu ve ateş onu yakmıyordu. Ateş yeşil çalıları bile yakmıyordu, çalılar canlı, taze ve gençti. Tüm yaşam ateştir. Bunu bilmek için yoğunluğa ihtiyacınız vardır, yoksa ılık yaşarsınız. Tantra tek bir emir olduğunu söyler: Ilık yaşamayın. Bu bir yaşama yolu değildir, bu yavaş bir intihardır. Yemek yerken yoğun bir şekilde orada olun. Sofular tantracıları çok kınadılar; onların sadece ye - iç - mutlu ol türünde insanlar olduğunu söylediler. Bir anlamda haklılar, bir anlamda da yanılıyorlar, çünkü sıradan bir ye - iç - mutlu ol türünde insanla bir tantracı arasında bü yük fark vardır. Bir tantracı şöyle der: Gerçeği bilmenin yolu budur - yemek yerken, sadece yemek olsun, başka bir şey değil, geçmiş ve gelecek yok olsun; tüm enerjiniz yemeğe dökülsün. Yemeğe karşı sevgi, muhabbet, minnet olsun. Her lokmayı müthiş bir enerjiyle çiğneyin ve sadece yemeğin değil varoluşun tadını da alın, çünkü yemek varoluşun bir parçasıdır. O yaşam getirir, o canlılık getirir o prana getirir. Tıkır tıkır işlemenizi sağlar, canlı kalmanıza yardım eder, o sadece besin değildir. Besin bir kap olabilir: içinde yaşamı muhafaza eder. Sadece yemeğin tadını alır ve ondaki varoluşun tadını almazsanız ılık bir hayat yaşarsınız, o zaman bir tantrikanın nasıl yaşadığını bilmezsiniz. Şu içtiğiniz zaman susuzluk olun! Bunun bir yoğunluğu olsun, o zaman her soğuk su damlası size müthiş bir zevk verir. Bu suyun boğazınızdan geçip size büyük bir tatmin vermesi deneyiminde Tanrı’yı, gerçekliği tadarsınız, Tantra sıradan bir düşkünlük değildir: o olağanüstü bir düşkünlüktür. O sıradan bir düşkünlük değildir, çünkü Tanrı’ya düşkündür. Fakat, der Tantra, yaşamdaki küçük şeyler aracılığıyla tat alırsınız. Yaşamda büyük şeyler yoktur, herşey küçüktür. Eğer ona tümüyle, bütünüyle girerseniz küçük şey büyür. Bir erkek veya kadınla sevişirken aşk olun, o olun. Başka herşeyi unutun! O anda başka hiçbir şey olmasına izin vermeyin. Tüm varoluşun sevişmenize yaklaşmasına izin verin. O aşkın vahşi, masum, onu yıkacak bir zihin olmaması anlamında masum olmasına izin verin. Bunu düşünmeyin, bunu hayal etmeyin, çünkü tüm düşünmeler ve hayaller sizi tümden dağıtır. Bırakın tüm düşünceler kaybolsun. Bırakın edim bütün olsun. Edimin içinde olun...kaybolun, emilin, gidin... ve o zaman, aşk yoluyla Tanrı’nın ne olduğunu anlarsınız. Tantra der ki: o içme yoluyla, yeme yo- luyla, aşk yoluyla bilinebilir. Her alandan, her köşeden, her açıdan bilinebilir, çünkü tüm açılar onundur. O tüm gerçektir. Ve Tanrı dünyayı yarattığı zaman başlangıçta olmadığınız için talihsiz olmadığı nızı düşünmeyin. O şimdi yaratıyor! Burada olmakla talihlisiniz, onun şu anda yarattığını görebilirsiniz. Ve dünya bir patlamayla yokolduğunda kaçıracağınızı düşünmeyin; şu anda yokoluyor. Her an yaratılıyor, her an yokoluyor. Her an doğuyor, her an ölüyor. Bunun için Tantra der ki, bunun sizin yaşamınız olmasına izin verin, geçmişe ölen her anın, geleceğe dogan her anın. Yükü taşımayın. Boş kalın.
Sayfa 279 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
··
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.