Gönderi

339 syf.
·
Puan vermedi
Bu incelemeye konu olan Cemil Meriç 'in “Bu sayfalarda hayatımın bütünü yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tercübelerim var. Bana öyle geliyor ki hayat denen mülakatta bu kitabı yazmak için geldim: Etimin eti kemiğimin kemiği”. Dediği Bu Ülke adlı kitabıdır. “İnsanlar ışığa , hayata, sonsuza düşman . Aydınlanmak için yan, aydınlatmak için değil " deyip aydınlanmak için yanan bir düşünür yandığında da etrafına ışık saçan gerçek bir entelektüelin zihin ürünüdür. Meriç' in anlatım tarzı alışık olmayan biri için okudukları havada kalabilir başta ya da daldan dala konan anlatımından dolayı başta yorucu gelebilir fakat biraz okuyup ilerlediğinde aslında konuların daldan dala değil birbirinden kopuk olmadığını anlayacaktır. Meriç kendi zihniyle birlikte okuyucunun zihninde kanatlandırıp farklı dünyalar arasında bir geziye çıkar. Kitabın başında çeşitli kitaplarından derlenmiş kendi hakkında yazdığı kitaptan unmakta. Meriç her kitabında kendini tanımlamaya, anlamaya ve anlatmaya çalışmakta. Önce kendisini tanıyıp sonrada tanıtma çabasında, kişinin kendisini tanımasının irfanın en yüksek merhalesi olarak adlandırmakta. Kendini anlama çabasından sonra anlatma işine girişiyor, anlatırkende acılarından kırgınlıklarından da nispeten bahsetmekte çünkü anlaşılması tanınması için bunların bilinmesi gerektiğini söylemekte onu da şu sözünden kolayca anlayabiliriz; "Bir adamı tanımak için, düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lazım hiç değilse". İnsanları çok seven ama sevdiği oranda da onlardan uzaklaşmaya başlayan Cemil Meriç kitapların dünyasını kaçacak güvenilir bir liman olarak görmekteydi. Kitapların dünyasına kaçarken aslında bulunduğu dünyadan kopuyordu kitaplarda kendine yeni bir dünya inşa ediyordu fakat bu dünya sadece batının tasavvurlarına sahip bir dünyaydı kendi gerçekliğinden uzak başka bir dünya gerçekleri üzerine inşa edilmiş bir dünya. Bunun etkisi yüzünü Asya ve Hint'e çevirdiğinde de sürecektir. Doğuya doğulu gözü ile değil batının gözüyle bakıyordu. Doğuluydu fakat anlam dünyası batılı. Meriç Batılı olarak yetişmiş Doğulu bir mütefekkir. İçinde yaşadığı dönemin bütün zıtlıklarını çatışmalarını iç dünyasına fazlasıyla yansıtmıştı. Meriç yaşadığı ülkenin gerçekliğini kitaplarında ve yaşantısında gözler önüne sermektedir "Bu Ülke"nin aydınlarının nasıl olması gerektiğini, nasıl olduklarının ve böyle olmamaları gerektiği düşüncesi üzerinden anlatır. Meriç bize yaşadığı dönem hakkında yaşantısından da gösterir. Batı'ya aşık bir gençlik kendisinden uzak ülkesinden uzaktır. En önemlisi Rabbinden uzaktır, başı boş, gündemle beraber ordan oraya savrulan bir Cemil Meriç (Gençliğim Allahsız bir çölde akıp giden başıboş bir ırmaktı). Meriç o dönemin gençlerinin çoğunu temsil etmektedir. Bir devrin kapandığı ve yeni çalkantılı bir dönemin eşiğinde olan bir memlekette dünyaya gelmesi elbetteki.fikir dünyasını etkileyecektir. Doğudan koparılmaya çalışılan ve batılılaştırılmaya çalışılan bir dönemde Meriç yüzünü Batıdan Doğuya çevirebilecektir fakat tam olarak bir doğulu zihniyle değil batılı zihniyle bakacaktır. Fakat bunu daha sonra avantaj olarak adlandırabiliriz. Neden bunu avantaj olarak adlandırabiliriz? Çünkü döneminde ki düşünürler gibi bir batı hayranı olmayacaktır. Batıdan gelebilecek her şeye temkinli yaklaşacaktır. Toptan red demiyoruz, Meriç fikri olarak tamamen red veya tamamen kabulden yana değildir, insaflıdır. Ama tehlikenin nerden gelebileceğini kestirir. İdeolojilere karşı değildir bilinmesi gerektiğini savunur fakat bütün izm'lere cephe almıştır. Öyle ki izm'leri şöyle adlandırır; "İzm'ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe'lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı." bu deli gömleklerine karşı çıkmamızı öğütlüyor Meriç. "İzm'ler birer anakronizm'dir, birer anakronizm yani kalıplaşan, canlılığını yarı yarıya kaybeden birer konserve düşünce. Batı'dan gelen hiçbir ''izm" masum değildir." izm'ler masum değildir hazır paketlenmiş bize zararlı şeylerdir. Meriç bizi düşmanla amansız bir savaşa davet etmekte o savaş silahla tankla tüfekler veriken bir savaş değil kalemle yazıyla sözle verilen bir savaş.. Meriç "Bu Ülke"yi derin uykusundan uyandırmaya niyetli. Sözleri zihne kıvılcımlar çakmakta. Nasılki Şeriati "Ben sizi rahatsız etmeye geldim" diyorsa Meriç'te de aynı eda, insanları rahatsız etmeye uyandırmaya gelmiş. Batıya gözümüzü kapatamayız lakin onun her şeyini doğru kabul edip alamayız ondan yararlanıp kendi doğrumuzu bulmalıyız, doğru yolun bu olduğunu söylemekte; "Toprak sarsılıyor!.. Hep birden esfel-i safiline yuvarlanmak istemiyorsak, gözlerimizi açmalıyız. İnsanlar sloganla güdülmez. Düşünceye hürriyet, sonsuz hürriyet. Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız. Bütün ideolojilere kapıları açmak, hepsini tanımak, hepsini tartışmak ve Türkiye'nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek. İşte, en doğru yol. Meriç için insaflı demiştik evet insaflı yiğidi öldürüpte hakkını yemeyenlerden, birini anlatırken tam hayran olacakken Meriç sizi hiç ummadığınız bir şekilde alıp tepe taklak edebilir Meriç'in fikrini iyice anlamak için cümlenin sonunu beklemeniz gerekebilir Meriç'in bu insaflı tavrını tarihe bakışında da görmekteyiz bir dönemi göklere çıkartmak nasıl yanlışsa mahkum etmemizinde yanlış olduğunu söylemekte. Yaklaşık yarım asır önce yazılan bir kitap okurken tarih olarak görmek ister okuyucu fakat yaklaşık yarım asır önce bizi aydınlarımızı aynı olan bizç okuyacaktır. Kitabı okuduğunuzda bunu çok daha iyi gözlemleyebileceksiniz. Meriç müslüman bakış açısını iyi yansıtmış kitabında. İzm'lerin tehlikesini, tarihe bakışını okurken bir bakmışsınız İslamdaki eşitliği okuyup üstüne tefekkür ediyorsunuzdur. Başta da demiştik Meriç zihniyle birlikte okuyucunun zihninide kanatlandırmakta, kitabı okurken kendinizi batının düşünceleri arasında seyir ederken göreceğiniz gibi birden inzivaya çekilmiş aydınları eleştirecek sonra bir bakmışsınız dilenciyi halifeye eşit kılan İslam üzerine düşünürsünüz. Sonra kitaptan anlıyorsunuz ki Cemil Meriç ne doğulu ne de batılı o münzevi bir düşünce adamı o hakkı arayan bir entellektüel. Meriç'i bir yere bir bölgeye bir konuma hapsetmek ona haksızlık olur. Aydınları harekete geçirmeye çalışan bir fikir adamı kitapta bunu çok açık bir şekilde görmekteyiz.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,2bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.