İlker Kocael'in derlediği Kant biyografisi Kant'ın kitapları üzerinden anlatılmaktadır bize. Kant, Saf Aklın Eleştirisi'nde genel olarak zihnimiz boş olarak dünyaya geldiğimizi ve her şeyi sonradan öğrendiğimizi ileri sürer. Aynı zamanda sürekli gözlemlediğimiz ve aynı sonucu veren şeylerin hep aynı sonucu doğuracağını düşünür ama bu aslında bilim değil inançtır. "bugüne kadar milyonlarca kez sorunsuz biçimde gözlemlediğiniz bir olayın her zaman aynı şekilde meydana geleceğinden emin olabilir misiniz?" Güneş her gün doğudan doğup batıdan batar ve bu bizim olağanımızdır. Bu hep aynı şekilde gerçekleştiği için tersini düşünmeyiz ama bu sadece bizim alışkanlığımızdan kaynaklıdır. "Duygularımızla algıladığımız hatta zihnimizde taşıdığımız tüm bilgiler hatalıymış gibi düşünelim. Bu durumda şüphe edemeyeceğim tek şey nedir? Şüphe eden bir zihnin varlığı." Pratik Aklın Eleştirisi'nde ise meşhur "ödev ahlakı" anlatılmakta. Eğer bir şeyi çıkar uğruna yapıyorsanız ne olursa olsun o ahlaki olmaz. Örneğin sadece ceza yememek için kırmızı ışıkta duruyorsanız, kamera yokken o ışığı umursamıyorsanız ahlaksızsınız. -bu tür konular bizim ülkemizde aptallık olarak nitelendirilir maalesef- Şimdi incelemeyi yazarken bu konuda aklıma Kohlberg'in Ahlaki Gelişim Evreleri Kuramı geldi. O da Kant'ın bu görüşüne ekleme yapıyor aslında. Eğer bir şeyi sadece ceza yememek için ya da ödül almak için yapıyorsanız siz gelişimin birinci evresindesiniz diyor. -bakmanızı öneririm- Üçüncü ve son bölümde de Yargı Yetisi Üzerine kitabından inceleme yapılmış. Bu kitap da estetik, beğeni algımız üzerine. Bana çok katkısı olan bir kitap oldu. Ben öneririm.

Kant - Üstümde Yıldızlı Gökyüzü İçimde Ahlak Yasasıİlker Kocael · Destek Yayınları · 2022173 okunma

·

83 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Azra