Gönderi

111 syf.
·
Not rated
Çocukluğumda büyükleri izlerdim ben, her çocuk gibi. Kim neyi seviyordu, neyle ilgiliydi hatırladım. Esra Kahya bu defa bir durum ve monologdan çok, kısa kısa gerçek mi rüya mı ayırt edemediğimiz zamanlara götürdü beni. Şahane bir düşünce. Hafıza bekçisi gibi, detayları o kadar ince yakalamış ki. Benim halam Zeyna’yı çok izlerdi. İsmi geçince şöyle bir yokladım hafızamı, hatta yetmedi konuştum da hatırlattım eskileri andık. Nereden hatırladın? gibi cümleler kurdu. Ona kitaptan ve yeni yazarımızdan söz ettim. Sonra geçmişin dehlizlerine indi. O anlattı ben bazen anımsadım bazen şaşırdım. Bir gerçek miydi, rüya mı? anı yaşadık, çünkü zaman unutturmasa da hatırlatmayı detaylara bırakıyor. Tek bir isim birçok anı hatırlattı. İkinci bir hatırlatma çok uzaklaşmadan yakaladı beni. Türk Sinemasında bez bebeklerle ilgili anımsadığım film vardı, büyülü bez bebek. Biraz araştırınca buldum. “Kırk Yalan Memiş” :) 1972 yapımı filmmiş. Bir bez bebeğe büyü yaptırmıştı genç bir kadın. Nişanlısı şehire amcasından kalan mirası almaya gidecekti. Adam saf biriydi ve genç kadın nişanlısının etkilenip bir daha köyüne dönmemesinden korkuyordu. Bu yüzden nişanlısının adı ile bez bebeğe büyü yaptırmıştı. Büyü yapılan bebeğe iğne batırınca adama da iğne batıyordu. Genç kadın nişanlısının izini, bebeğe iğne batırmak sureti ile onu sürekli rahatsız ederek ve kaldığı yere gelince de çığlık izlerinden sürüyordu. Sadri Alışık’ın oynadığını anımsıyordum ama sadece silik bir hafızaydı bunlar. Biraz araştırınca hafızanın ne kadar büyülü bir şey olduğunu da anımsadım. Bir fotoğraf meselesi... Anadolu evlerinde ve güneydoğuda duvarlara belirli resimler asılırdı. Şahmeran, Hz.Ali resmi, evliya resimleri asılırdı bir de ölmüş büyüklerin resimleri o da üzeri bir tülbentle örtülerek. Onun dışında kimsenin resmi olmazdı. Günah sayılırdı, o odada namaz olmaz derlerdi çünkü melek girmezmiş heykelin, resmin, canlı tasviri şeylerin olduğu odaya. Taklitçilik günah derlerdi. Barbie bebek ya da oyuncak bebekler de çok alınmazdı. Onlar içinde günah denirdi. Evet evet, bir geleneksel din algısını da hatırladım. İlk iki öykü bana çok öykü hatırlattı. Metaforları seçmekte muazzam biri Esra Kahya. Ve Doğan Cüceloğlu’nun şu muazzam tespitini yaşadım birkaç gün. “Çocukluk insanın anavatanıdır.” Tüm bu konuyu bilip de kitap okumaya hevesli halimi buldum diyebilirim. Ben olayı değil detayı arıyorum, gidiş yolunu merak ediyorum, kimde ne varmış, kim kendine ne katmış diye bakıyorum. Kitabın konusunu bilmek ya da bir filmin konusunu bilmek bana bilmek gelmiyor hiç. Evet bir sözcük için okuyorum bazen kitapları. Tek bir söz için. Bana, karakter benzetmeleri ile, her bilince inen anlatımı ile çok sözcük verdi Esra Kahya. Bir öyküsünde Sabahattin Ali’nin tınılarını hissettim, Yaşar Kemal keşke tanısaydı da şu kapakta bir tavsiye cümlesi olsaydı dedim. Kendisiyle iletişime geçerdi ve derdi ki; “Bu hikayeyi işle ve dilinin her inceliğini sergile Esra.” Ben öyle düşünüyorum. Bu da benim yaşanmamış çıkması zor rüyam. Zaten benim rüyalarımda pek çıkmaz. Dejavu yaşarım hep. Okurken bu kadar etkili olduğunu anlamadım. Yaydım zamana bir güne de sığdırmadım. Acibe’den erken ayrılmıştım bu kitapta daha çok zaman geçirmek istedim. Aslında kendimi bıraktığım bir zamana saklamıştım kitabı. Olur ya bazen... Seveceğimden şüphem yoktu, kendimi edebiyatın kollarından uzak hissettiğimde beni toparlar diye saklamıştım bu kitabı; tüm merakıma rağmen ama sevgili
Rîndkeş
Rîndkeş
beni Kambur ile tanıştırdığı gibi bu kitabı da ertelemeden dimağıma bıraktı. Kendisine çok teşekkür ederim.
Esra kahya b.
Esra kahya b.
Edebiyatımızın kalıcı kalemi, kelimelere ruh üfleyicisi var olun. Kitabın bende bıraktığı etkileri yazmak istedim. Dil şahane ve akıcı. Zamanı değerli kıldığı gibi aklı da besliyor. Kocakarılardan bahsediyor ya da aklı yaşını geçmişlerden. Anlatımı da anlattıkları da farklı. Detayı görmeyen giremiyor kitabın kapısından. Gözlemi ile, bilgisi ile, hafızası ve aktarmaları ile edebiyat çok kıymetli bir yazar kazandı. Okuyun, okutturun. Benim hediye seçimlerinde seçeceğim kitap artık belli. Keyifli okumalar!
Benim Rüyalarım Hep Çıkar
Benim Rüyalarım Hep ÇıkarEsra Kahya · İletişim Yayınları · 2023235 okunma
··
2 plus 1
·
643 views
Esra kahya b. okurunun profil resmi
ne mutlu bana ki kelimelerimin yolu halden bilenlere çıktı. Sevgi 🤍 Yine çok güzeldi, teşekkürle, şükürle 🌷
Sevgi okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim hocam. Sizin gibi büyülü bir kalemi erken tanımak benim için paha biçilmez. Varlığınız daim olsun. 💐Şükür ❤️
Rîndkeş okurunun profil resmi
Sevgi
Sevgi
Hocam kaleminize sağlık, inceleme de en az kitap kadar güzel, değerli ve tatlı olmuş. Cümleleri okurken bende bir nevi Yeşilçam filmlerinde gezindim. Bizimle yaşayan babaannem namaz kılarken önünden geçtiğimiz vakit 🙃🙃okuduğu sureleri yüksek sesle okur o zaman yanlış yaptığımızı anlardık.
Esra kahya b.
Esra kahya b.
cümleleri ile bizi naftalin kokulu çocukluğumuzun anavatanına götürüyor ve orda resmen herkes kendi vatanında kazıya başlıyor 🥰🥰
Sevgi okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam. İçimden geçenlerin bir kısmını aktarmak istedim, “ben” diyerek “bizim” rüyalarımızı anlatmış. Var öyle babaannelerimizin bizdeki izleri :) şunu unutmuşum. Ben bir çocuğa kitabın etkili gücünü anlatmaya çalışırken gözlerini kapattırırım ve onları dahil ederek koşa bir öykü anlatırım. Sonra duygularını sorardım. Kitaplar gözü açık gördüğümüz rüyalardır diye de eklerdim. Tüm anılar okunan kitaplar gibi gözümüz gördüğümüz rüyalar gibi kaldı. Tekrar teşekkür ederim kıymetli hediyeniz için. 💐
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.