Gönderi
344 syf.
9/10 puan verdi
Mustafa Öztürk'ü üniversite yıllarında tanımıştım. Bir kaç videosu ve TV yayınlarına bakmıştım ama derinlemesine kitaplarına ve düşüncelerine eğilmemiştim. Son dönemde sıkça gündem olması ve farklı söylemleri ile beni kitaplarını okumaya yöneltti.
Kitabın yorumuna gelince Sayın Öztürk, tarihselciliğin Türkiye'de doğru anlaşılmadığını ve kasti olarak gerçekte olmadığı şekilde gösterilmeye çalışıldığını anlatıyor. Gerek Hz. Peygamber (sas) gerek sahabe ve tabiundan verdiği örneklerle tarihselciliğin çokça başvurulan bir şey olduğunu olay örnekleri ile gösteriyor. Özellikle ilk iki halifenin kendi içtihatları ile yaptıkları fiil ve uygulamaları buna örnek gösteriyor. Gerektiği zaman tarihte ayetlerin ya nesh olduğunu ya da askıya alındığını direkt örneklem ile sunmaktan çekinmiyor.
Kur'an'ın dil yapısı gereği her mezhebin kendi fikrine uygun ayet bulabildiğini, bulduğu ayetler ile de bir başka mezhebi -tarih boyunca-bid'at ehli saydığını delillerle anlatıyor. Yazar, acaba Kuran-ı Kerim kitap haline getirilmeseydi yine bugün mezhepler arasında bu kadar ihtilaf olur muydu diyerekten kitabın en can alıcı sorusunu sormaktan imtina etmiyor..
Yazar, Mekke'de inen ayetler ile Medine'de inen ayetleri kıyaslama yoluna gidiyor. Mekke ayetlerin lafız ve manaları tevhid ve ahiret yönlüyken güç müminlerin eline geçtiğinde 'Cihat, Kıtal ve Cizye' gibi hükümlerin devreye girdiğini ve mesajların renginin değiştiğini anlatıyor.
Son olarak ilk 125 sayfayı bu şekilde değerlendirdim çünkü kitabın geri kalanı yeni çıkan Geleneksel İslam'ın Kritiği kitabıyla aynı olduğundan yorumlarımı o kitaba bırakıyorum.
Son söz: "İnsanoğlu bu dünyada var olduğu sürece din hep te'vil edilecektir."
·
439 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.