Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bunu izleyen hafta yapayalnız ve gerçeküstüydü, Yaprakların rengi değişiyordu, çok yağmur yağıyor, hava erkenden kararıyordu. Monmouth Yurdu'ndakiler alt kattaki şöminenin başında bir araya gelip fakülte binasından yürüttükleri ağaç kütüklerini yakıyor ve ayaklarında uzun çoraplarıyla sıcak elma şarabı içiyorlardı. Bense doğruca derse gidip yurda dönüyor, bütün bu sıcak şömine başı muhabbetlerini es geçerek, bu samimi yurt eğlencesine katılmam için beni aşağıya çağıran en cana yakın tipler de dâhil olmak üzere neredeyse hiç kimseyle konuşmadan hemen merdivenlere yönelip odama çıkıyordum. Sanırım bir anda kendimi içinde bulduğum bu yepyeni yerin o ilk heyecanı geçtikten sonra karşı karşıya kaldığım bana son derece yabancı gelen halleri beni biraz bunalıma sokmuştu - tuhaf âdetleri, insanları ve öngörülemez bir havası olan acayip bir memleketti burası. Hasta olduğumu sanıyordum ama gerçekten hasta olduğumu düşünmüyordum, sadece sürekli üşüyordum ve geceleri bir iki saatten fazla uyku uyuyamıyordum. İnsanı uykusuzluktan daha yalnız hissettiren ya da daha akıl bulandıran başka bir şey olamaz. Geceleri sabahın dördüne, gözlerim yanıp başım dönünceye, Monmouth Yurdu'nda yanan tek ışık benimki kalıncaya kadar Yunanca bir şeyler okuyordum. Yunancaya daha fazla odaklanamadığımda ve Yunan alfabesi abuk sabuk üçgenlere ve dirgenlere dönüşmeye başladığındaysa açıp Muhteşem Gatsby'yi okuyordum. Gatsby benim en sevdiğim kitaplardan biriydi, neşemi biraz yerine getirir umuduyla gidip kütüphaneden almıştım ama tabii ki yalnızca kendimi daha da kötü hissetmeme neden oldu zira içinde bulunduğum keyifsiz ruh halinden ötürü Gatsby ile kendi aramda olduğunu düşündüğüm birtakım trajik benzerlikler dışında hiçbir şey görmeyi başaramadım.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.