Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 hours
Çok değerli, çok vurucu!
Üstadın kitaplarına inceleme yazmak haddim olmasa da; bu kitabı ağlayarak okumuşken birkaç şey yazmak istedim kendi çapımda. Necip Fazıl'ın bu tiyatro eseri; varlıklı bir gencin, annesini öldürme suçundan yakalanması sonucu, Reis Bey isimli hakimle olan mahkemesiyle başlıyor. Reis Bey; merhametten yalnızca kötülük doğacağına inanmış, karşısındaki insanları korkutacak kadar sert kurallara sahip bir hakim. Mahkeme seyri ve kanıtlarının, mahkumu suçlu bulması üzerine, mahkum -aslında suçsuz- Reis Bey tarafından idam cezasına çarptırılıyor. 65 yaşına kadar sert mizaçlı, merhametten nasibini alamamış bu hakim; idamdan sonra, gerçek suçlunun bulunması üzerine emekliye ayrılıyor. Bu noktada geri kalan hayatını ona zehir edecek o korkunç pişmanlık ve hakka girmiş olmanın o perişanlığı, Reis Beyin kendisini ve hayatını tümden değiştiriyor. Mahkum çocuğun mahkemede söylediği; "Reis Bey, beni asacaksınız! Fakat, ruhum sizi bu dünyada ve ötelerde adım adım takip edecek! Nefsinizle mağrursunuz! Bu dünya dört köşe değildir, Reis Bey!.." sözlerinin ağırlığı bir ömür Reis Beyin peşini bırakmıyor... Devamında yaşanan olaylara çok değinmeden, siz okuyucu arkadaşlara bırakıyorum. Okurken, helallik için dilenen bir insanın acısını o kadar derinden hissettim ki.. Bu eser, bana; "hayatım boyunca insanların hakkına girdim mi? Merhametli birisi miyim?" diye kendimi sorgulattı. Necip Fazıl üstadın da, okuyuculardan, kendilerini hesaba çekmelerini amaçladığına inanıyorum. Kalbimde merhamet eksilmeden bu dünyadan gitmeyi diliyor ve yazıma beni en çok etkileyen alıntıyla son veriyorum: "REİS BEY - Beni affetmeden mi gidiyorsun? DADI — (Döner) Allaha başvur! REİS BEY - Başvurdum. Onun affı seninkiyle belli olacak... !"
Reis Bey
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088.2k okunma
·
817 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.