Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aydın çözümlememizi aklın saklama (hafıza) özelliğini vurgulayarak sonlandıracağız. Yunus Emre'nin "Düşdükçe öge Hubbü'l-Vatan zerrece kalmaz me'men"⁵¹ mısraında öge kelimesi "hatırlamak, aklına gelmek" anlamında kullanılır. Beyit, aklın temel özelliklerinden hafızayı vurgular. Akıl bu merhalede kendi düşünce tarihinin özel arşivine sahiptir. Toplumsal akıl da özgün düşünce kodlarını kendi belleğinde saklar. Dil, bir bakıma sözünü ettiğimiz düşünce belleğinin adıdır. Yani kültürün bütün ögeleri, dil kültürü tarihinde şifrelenmiş olarak muhafaza edilir. Özgün akıl, yeni düşüncelerin üretimi aşamasında kadim belleğin kanıtlarına başvuracaktır. Dilin temel şifreleri de harflere yüklenen anlamlarda gizlidir. Bellek yitimi olmadığı sürece akıl, düşünce tutarlılığını dilin imkânlarını kullanarak sürdürebilir. Böylelikle kendine has kavramlar yaratarak edebiyatını (literatür) ilerletir ve geliştirir. Ögdülmiş (yüksek akıl) üzerinden yaptığımız Türkçe aydın çözümlemesi bu bağlamda değerlendirilmelidir. Son tahlilde aydın sözcüğünün münevver kavramını yadsıyarak kullanıma sokulduğunu söylemiştik. Amacımız anlamsız kavram karmaşası yaratmak değil, aksine tepkisel ve öykünmeci yaklaşımı eleştirmektir. Çünkü Türk Dil Kurumu sözcük üretimi aşamasında Türk dilinin temel anlam dinamiklerini göz ardı ettiği izlenimi vermektedir. Türkçe düşünme ve anlamayla irtibat kopukluğu aydın kavramını entelektüel'i yaratan kültürün çağrışımlarına mahkûm eder. ⁵¹ Mustafa Tatcı, Yunus Emre Divanı, Kültür Bakanlığı Yayınları, s. 297.
Sayfa 38 - Post Kitap, Divan Edebiyatı Vakfı Keyfiyet Mahfili Türkçe Araştırmaları: 1, 1. Baskı, İstanbul 2020, TÜRKÇENİN UYANIŞI - II, Entelektüel Aydın Ögdülmiş Üzerine
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.