Büyük Fransız romancı Balzac’ın kısa romanı ‘Albay Chabert’ ı okumam için adeta kader ağlarını ördü diyebilirim
Küçüklüğümden gelen bir alışkanlıkla radyo tiyatrolarını çok severim. Yolda, evde, işte fırsat buldukça da dinlerim. Albay Chabert’ı ilk olarak tesadüfen radyo tiyatrosu olarak dinledim ve çok etkilendim. En kısa zamanda kitabı okumam gerekli diye de notumu aldım. Geçenlerde kitaplığımda bir süredir duran fakat bir türlü elimin gitmediği (bunun tek nedeni Marias sevgimdir Uygun bir zamanda okumak istiyordum. Çünkü bence Marias okuma vakti/dönemi diye bir şey var ) Javier Marias’ın Karasevdalılar kitabını okumadan önce araştırırken pek çok kişinin bu kitabı okumadan önce mutlaka Balzac’ın Albay Chabert isimli romanını okumalısınız uyarıları daha da ilgimi kitaba çekti. Hemen alıp okudum. Mutlaka okumalısınız.
Albay Chabert Napolyon ordusunda başarılı bir albaydır. Kendisinin de kahraman olarak gösterildiği bir savaş sırasında yaralanıp öldü sanılarak bir çukur içine atılmıştır. Çukurdan yaralı olarak çıkan ve uzun bir tedavi süreci sonrasında iyileşerek evine dönen Albay Chabert karısı dahil kimseye kendisinin yaşadığına inandıramaz. Karısı kocasının öldüğünü düşündüğü dönemde evlenmiş ve iki çocuk sahibi olmuş, kocasının tüm servetine de sahip olmuştur. Bu hüzünlü roman insan ilişkilerini yeniden sorgulamanızı sağlayacak.
Kitabı Varlık yayınlarından okudum. İki nedenden dolayı bunu özellikle tercih ettim. Birincisi çevirmenin Yaşar Nabi Nayır olması, ikincisi ise kitabın başında Balzac ve eserleri hakkında bilgi veren bir bölümün olmasıydı.
Kitap hakkında bana enteresan gelen birkaç bilgi daha vermek istiyorum:
-Balzac üniversite eğitimi sırasında bir hukuk bürosunda katip olarak çalışmıştır. Albay Chabert hikayesinin Derville’ini yaratırken ilk patronundan ilham almıştır.
-Büyük romancı ölüm halinde sayıklarken kitapta bahsedilen Derville’e vasiyetname yazdırmaya kalkıştığı söylenir.