Gönderi
YÖNETİM
Bu kitaba dair yazılan bir çok inceleme ve düşüncenin ardından yazdıklarım ne kadar anlamlı olur bilmiyorum ama içinde bulunduğumuz dünyada 19. yüzyıldan itibaren esen kapitalizm, sosyalizm, komünizm vb. rüzgarların amaçlarına ulaşması halinde bizi nasıl bir dünyanın, nasıl bir yaşamın beklediği bu kadar doğru anlatılabilirdi.
Uzun yıllardır yakamızı bırakmayan bu sapkın yönetim biçimlerinin insanların kafasında neden yer etmediğini ve bu yönetim biçimlerinin yanlış olduğunu anlamak için daha nasıl deliller ve ispatlar görmeleri gerektiğini düşünüyordum.
Ama kitabı okuduktan sonra şunu gördüm ki aslında insanlar başlarına gelecek iktidarın kendilerini bir koyun gibi gütmesi, onların söyledikleri sapkınlık ve yalan dolu fikirleri benimsemek için can atıyorlarmış.
Ne kadarda meraklılarmış sarih yalanlara inanmaya; ne kadar kadarda meraklılarmış emeklerinin çalınmasına göz yummaya, mutlak bir güce tapınırcasına itaat etmeye.
Halbuki gözlerinin önünde duran Allah gerçeğini benimsemek bu kadar basitken neden kendi aleyhlerine olan, içlerinde adaleti alçaltıp zulmü yükselten ve en önemlisi toplumsal bütünlüğü öldüren bu iktidarı, sapkın yönetim biçimini… ne derseniz artık, neden bunu benimserler anlam veremiyorum.
Aslında biraz anlam veriyorum. Biraz şeytanın dürtüklemesi ve birazda içlerindeki pozitivist aşk onları manevi olgulardan uzaklaştırarak yanlış olduğunu, hiçbir işe yaramayacağını ve dünyanın başına bela olacağını bile bile kendi elleriyle oluşturdukları, sınırlı akıllarıyla şekillendirdikleri bir yönetim biçimi oluşturmaya iter.
Eski devirlerde bunun ‘putperestlik’ gibi basit bir adı varken günümüzde farklı isimlerle karşımıza çıkmaktadır.
Kitaba dair hiçbir şeye değinmek istemiyorum ama ne zaman bir kitap okusam doğru yolun her daim Kuran ve Sünnet olduğu kanaatine daha güçlü şekilde inanıyor ve sarılıyorum.
·
133 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.