Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

381 syf.
·
Puan vermedi
Kalbin Bir Miracı
Kalbin Bir Miracı ✿ ✿ ✿ İslâm ilahiyat profesörü olan ve çalışma sahası, Orta Çağ İslâm Felsefesi özel olarak İbn Arabî felsefesiyle ilgilenen James Winston Morris; Strasbourg Üniversitesi, Kahire Amerikan Üniversitesi, İran Felsefe Akademisi ve Tahran Medeniyet Araştırmaları Merkezi'nde çalışmıştır. Vahye dayalı aslî kaynağı Kur’an üzere İbn Arabî’nin geliştirdiği “düşünen bir kalp” yoğun bir tefekkür sistematiğidir. İbn Arabî’nin “Fütûhâtü'l-Mekkiyye” derin manasının bir keşfi de manevî akıl ve kalbin ile yaratılmış varlıkların esrârını bulmaktır. Rûhânî tahkîke erme ve kendini keşfetmenin döngüsel sürecin -kitabin işleyişi ile- rûhânî arayış ve seyahatin, ilâhî lütuf vasıtasıyla derin düşüncelere sevk eden sükûnet ve huzura erişmeye doğru yükselişin ilk aşaması kitabın birinci bölümünü kapsamakta. Kalbin saflaştırılması derûnî, rûhânî olarak dinlenme ve ilham alma yetimizin aktif bir şekilde arındırılmasına odaklanmak sûretiyle ‘arınmış kalbe’ ilerler. İlâhî Cemâl ile uyanan, aşk ve ilhâm alan bu şuur ve bu rûhânî işitmenin semeresi, ihsân mertebesinin sırlarına kitabın ‘görme(basiret)’ olan üçüncü bölümünde anlatılır. Rûhânî olarak bilgiye ulaşma ve yaratıcılığa dair bizzat kendi rehberi nebî ve rasûlleri takip edip onların sözlerini tekrarlayan İbn Arabî, geniş sorumluluklar artarken buna karşılık her bir ruhun manevî seyahatinin tamamlanacağı bir idrak kazanılacağı hususu kitabın dördüncü bölümünde işlenmektedir. Cilalanmış kalp aynasının her bir ilhâma dayalı tefekkürü esnasında gözle görünür bir şekilde sunulan bu bahçenin(cennet), bizim varoluşumuza dair sergilenen ilâhî “gölge-oyunu”nun her eyleminde mevcûd olduğu hususunda ki ısrarı kitabın son bölümünde anlatılmaktadır. Rûhânî seyahate ilişkin sülûk ve sefer bağlamında geniş Mağrip topraklarında İbn Arabî, gezmiş ve seyahat etmiştir. Benzersiz retorik tarzının hayli karakteristik özelliklerinden bir tanesi de İbn Arabî’nin ele aldığı rûhânî temalara ilişkin olarak sürekli unutulmaz anekdodik ve otobiyografik tasvirlerle aynı metafizik konuların oldukça soyut, kavramsal, teolojik ya da kutsal metinlerin îmâlı işleyişini bir arada vermesidir. İbn Arabî gençliğinde rûhânî seyahati ilk zikredişi bizzat kendi ve ilk ‘münzevî hâlde gezip dolaşma’ tecrübesini Fütûhât’ın 1-73. bablarında uzunca anlatmakta. Birçok unutulmaz velî şahsiyetle önemli rûhânî buluşmalar yapan İbn Arabî, en önemlilerinden bir tanesi esrârengiz rûhânî figürü Hızır ile buluşmasıdır. Sükûnet ve “Seyahati Terk Etme”, Rûhânî Seyahatin İki Boyutu, Münzevî Hâlde Gezip Dolaşma ve Tüm Mahlûkâtın Zikri gibi alt başlıklarla James Winston Morris, İbn Arabî’nin Fütûhât’ından bablar alarak geniş anekdotlar sunmaktadır. Rûhânî hayatın yenilenen form ve tezâhürlerinin ‘sırlarına’ ya da rûhânî, derûnî anlamlarına tahsis edilmiş ve rûhânî seyahatin manevî sırları hususunda -bir yönüyle- İbn Arabî, abdest, namaz, ramazan orucu, zekât ve hac hakkında birer ve derin yönlerini Fütûhât’ta anlatmaktadır. Bunun yanında İbn Arabî, “Dört Manevî Yolculuk”tan da bahsetmekte: - İlki Allah erlerinin en büyüklerinin seferleri olan “Ekâbiru Ricâlillâh”: Vucûd ile muttasıf olan her şey için zorunlu bir haldir. Dört boyutta gerçekleşir: Bilme ve gerçekleştirme (ilim ve tahakkuk) yoluyla Allah ile sefer, yüce Allah’ın isim ve sıfatlarıyla süsleme (tahalluk) yoluyla seferdir. - İkincisi, hâl bakımından birincinin halinden mertebece daha düşük bir seferdir. - Üçüncüsü kâinata ibret nazarıyla bakıp düşünme (i'tibâr) yoluyla gerçekleşen seferdir ki bunun hâli de ilk iki halden ayrıdır. - Ve son olarak bütün bu seferleri halleri üzere kuşatan seferdir ki bu kevnî şeyler vasıtasıyla meydana gelen seferlerin en büyüğüdür. İlim ve tahalluk yoluyla Allah'ta ve Allah ile gerçekleşen birinci sefer, seferlerin en muazzam ve en yüce olanıdır. İbn Arabî’nin geliştirdiği “düşünen bir kalp” ruhun manevî seyahatinin önemli bir merhalesidir. Kalbin tanım ve boyutunu birçok yönüyle Fütûhât’ta anlatmakta ve kalbi; ‘Yüce Allah’ın Evi’ ve ‘Varlığın Kalbi’ olarak tasvir ederek giriş yapmaktadır. Kalbin fikirlerden temizlenerek ve onu ilâhî ilhâmları/vâridâtı almaya hazırlamak sûretiyle şayet kul bunu yaparsa, Hak Teâlâ’dan bilgiler (mevârid) sürekli kulun kalbine peş peşe akar, “yüce katından sonsuz rahmeti ve tarafından (ledünnî) ilmi vasıtasıyla” (Kehf 18/65) görünmeyen gayb âleminden kulun kalbine sürekli iner dururlar. Sürekli ihsân ve devamlı tefeyyüz eden Allah, kulun kalp aynasını arındırıp cilâlarsa onun için ilâhî ihsân sürekli hasıl olur. Bunun içindir ki: İbn Arabî’ye göre rûhânî idrak süreci ile ilâhî Vahyin formlarını yorumlama süreci, kalbin buna çok benzer bir hazır bulunma ve ilâhî ilkâları alabilme pozisyonunda olabilmesi gerektiğini söyler. Kendi karakteristik teolojik tondaki teknik terminolojisini kullanan İbn Arabî, kalbin bizzat tabiatı gereği sadece yüce Allah’ın Kendi ilâhî tecellîlerinin Edebî ‘mahalli’ olduğu yönündedir. Kalbin bizzat Allah vergisi ledünnî ilminin ve rûhânî mükemmelliğinin inkişâfına doğru dönüştürücü anı başlatmak üzere tasarlanmıştır. Bu açıdan kalbî İbn Arabî; “Zîrâ kalpler, aslî tabiatları gereği, ezelî ve edebî olarak Yüce Allah’ın cilâlanmış, saf, arınmış ve göz kamaştırıcı aynalardır.” Olarak tanımlar. Morris, kitabın aynı bölümünde kalbin kutsal mekânlardaki duyarlılığı ve etkileri, dinleyen kalp ve ‘Gece Ehli’, kalbin ‘Gerçek Mîzânı’ ve gizli veliler, Nûr ve Huzur olarak Kalbin Namazı alt başlıklarla Fütûhât’tan bablarla anlatılmaktadır. Dinlenme: tefekkür ve arınmış kalp bölümünün sonlarında kalbin kapısının İlâhî hayrete açılması arınmanın sırları ve kalbin sürekli dikkati konularıyla bu bölüm tamamlanmaktadır. İlâhî tecellî, tezâhür ve mertebelere -bunlar tecelliyât, mezâhir, hazarât- ilişkin İbn Arabî ve onun daha sonraki nesillerden yorumcuları hayli kompleks ontolojik şemalarıyla; geniş kapsamlı metafizik sistemlere ilişkin entelektüel şaşaa ve felsefî cazibe, dikkatli ve ayrıntılı yorumları olmuştur. Bunun en belirgin bir örneği; Yüce Allah'ın eşsiz güzellikte müşahede edilmesi teması hususunda şu ayettir: “Bununla beraber, doğu da Allah’ın, batı da Allah’ındır. Artık her nereye dinerseniz dönün, Allah’ın Vechi oradadır.” İlâhî Vechin her zaman mevcûd aydınlığını arama ve O'nunla münasip bir şekilde “karşı karşıya gelme” ihtiyacı hususunda ‘Görme’ olgusunun “Rûhen Müşâhede ve İhsân Mertebesinin Sırları” bölümünde İlâhî Vechi ile uyanan, aşk ve ilhâm alan bu şuur ve bu rûhânî işitmenin semeresi ele alınmaktadır. Girmenin basiret kazanması ve manevî gelişimini tamamlaması hususunda aktif tefekkürün derinliğe ulaşması Fütûhât’ta beyan olan bab ve pasajları kitabın bu bölümünde anlatılmaktadır. Manevî seyahatinin tamamlanacağı bir idrak kazanılması hususu, günlük hayatın her etkileşiminde kendini göstermeli. Bu tecrübelerin gerçek rûhânî idrakine ilişkin sabit ve kaçınılması mümkün olmayan engellerden bir tanesi -Kur'ân’ın sürekli vurguladığı- birer tecellî ya da ilâhi işaret (âyât) olarak, neyin “rûhânî” olduğu ya da olmadığı hakkında ki şuursuz, tecrübe edilmemiş ve toplumsal olarak pekiştirilmiş bir dizi hayli geniş varsayımlarımız var. İbn Arabî’nin Fütûhâtü'l-Mekkiyye’si bu şuursuz, tecrübe edilmemiş ve toplumsal varsayımlara karşılık sezgisel idrâkin, manevî aklın aktif, tam tahakkuk etmiş temel vecheleri anlatmakta. Dahası rûhânî kavrayışa dair eylem ve ifade; aramaya, çabuk kavramaya, derin düşünceye, tefekküre, doğru eyleme ve bu eylem ile öğrenme ya da imtihanın bir sonraki takdir edilmiş durağı içerisindeki zorlukların nihâî sonuçları üzerine daha fazla gözlem, düşünce ve benzeri şeylere ilişkin, asla son bulmayan ve aynen hiç tekrar etmeyen helezonik bir mi'rac içerisinde sürekli bir etkileşimi içerir. Morris, rûhânî zekanın başlangıçtaki alıcı boyutları ve ardından bunların etkili bir iletişim ile doğru ve güzel eylem içerisindeki aktif, zâhirî tezâhürleri üzerine sırasıyla bu bölümün konusu yapmakta. Beşeri varlığın ilâhî “gölge – oyunu” imajı; metafizik sonuçları, ölümlülük, fânilik ve ızdırabın rûhânî açıdan merkezi dramatik sırlarını yansıtır. Morris, kitabın bu son bölümünde İbn Arabî’nin bu evrensel “geri dönüş” imajının soyut epistemolojik boyutları üzerine, ardından da manevî aklın ve tahakkukun buna karşılık gelen pratik diyalektiği üzerine ilerler. Daha sonra İbn Arabî’nin rûhânî tahakkuka ilişkin bizzat kendine özgü retoriğinin temel karakteristik özelliklerini ve bu şekilde rûhânî tahakkukun geniş spektrumu içerisinde peş peşe gelen mertebe ve perspektifleri aydınlatmak için tasarlanmış ve kasten çok yönlü kurgulanan dili bu eskatolojik bağlamda ana hatları anlatmaktadır. Hz. Peygamber’in (s) arketipik “Gece Yolculuğu” (İsrâ) ve helezonik yükselişi (mi'râc) karmaşık sembolizminin bir özeti sunan Muhyiddin İbnü’l Arabî; yoğun bir tefekkür sistematiği olan “düşünen bir kalp” rûhânî tahkîke erme ve kendini keşfetmenin döngüsel sürecin -kitabin işleyişi ile- rûhânî arayış ve seyahatin, ilâhî lütuf vasıtasıyla derin düşüncelere sevk eden sükûnet ve huzura erişmeye doğru yükselişin sistematik disiplinidir. İslâm ilahiyat profesörü ve Orta Çağ İslâm Felsefecisi James Winston Morris; “Fütûhâtü'l-Mekkiyye” üzerine uzun iktibaslarla derin manasının birçok manevî akıl ve kalbin keşfini, yaratılmış varlıkların esrârını bulmaya çalışmaktadır. Kitabın Künyesi: James Winston Morris, Kalp Aynası - İbnü'l-Arabî’nin Fütûhâtü'l-Mekkiyye’sinde Manevî Aklın Keşfi, çev. M. Mustafa Çakmaklıoğlu, İnsan Yayınları, İbn Arabî Kitaplığı-14, 1. Baskı 2015, 379 sayfa. Yunus Özdemir
Kalp Aynası
Kalp AynasıJames Winston Morris · İnsan Yayınları · 201510 okunma
··
1 artı 1'leme
·
329 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.