Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yalnızlıkmış! Sen kimsin adını anacak yalnızlığın? Sen nereden bileceksin yalnızlığı? Sen o şairlerin, sen o âcizlerin yalnızlığını bilirsin ancak! Yalnızlık! Söyle bana hangi yalnızlık? Ah, kim tadabilmiş yalnızlığı, kim? Kimse! Asla! Nereye gitsen peşinde geçmişin yükü, geleceğin yükü! Bırakmaz peşini aldığın canlar. Ah ama sanma ki yalnız onlar! Bil ki mahkûmsun yürümeye sonsuza dek sevdiklerinle, sevmediklerinle, sevenlerinle, pişmanlıklarınla, arzularınla, acılarınla, sevinçlerinle, bil ki bırakmayacak peşini orospular, bırakmayacak peşini tanrılar! (Scipion’u bırakır ve sedirine doğru geriler) Ah yalnızlık! Benzemez başkasına benim yalnızlığım, dört yanımı sarmış hortlaklar, kalmışım biçare, neler vermezdim tatmak için gerçek bir yalnızlığı, bir ağacın sessizliğini, titreyişini! (Ansızın yorgun düşer, oturur.) Yalnızlıktan bahsetme bana Scipion! Benimkisi başka, dişler gıcırdıyor benim yalnızlığımda, kulağımı tırmalıyor uğursuz haykırışlar, gaipten uğultular. Koynumda bir kadın, gece örterken üstümüzü ve ben sanırken etimin nihavet yatıştığını, sanırken ölümle yaşam arası bir yerde ben olana nihayet dokunacağımı, o an uyanıyor yalnızlığım her defasında, yanı başımda kadın sere serpe, kasıklarına sinmiş keskin bir koku ve sarıyor o koku benim yalnızlığımı.
Can YayınlarıKitabı okudu
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.