Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Gönderi
Merhaba arkadaşlar. Büyük bir heyecanla bekliyordum bu sayıyı çünkü kapak tasarımı ve içeriğiyle dikkatimi çekmişti. Derginin bu sayısının özellikle okunması gerektiğini düşünüyorum. Nereden bulup da okuyacağım diye hala daha düşünen kardeşlerimiz de olabilir, senelerdir olduğu gibi yine burada olduğumuzu belirteyim. Mail adresinizi de yazarak her zaman tedarik edebilirsiniz. Şöyle bir dergimizi de inceleyelim istiyorum, söyledikleri gibi özel bir sayı olmuş:
Cumhuriyetten söz etmiştik, derginin de buna özel bir sayı olduğunu belirtmiştik, haliyle Cumhuriyet ve onun temellerinden bahsederken bu genç ülkenin tarihinin başlangıcında neler yapıldığı, ilim ve bilime, eskilerin deyimiyle ilim irfana yönelik neler yapıldı kimler ne vazifeler aldı hepsi baştan sona incelenemese de oldukça detaylı olarak güzel bir başlangıç yaptıklarını belirtelim. Akademimizde ‘Profesör’ unvanı alan ilk bilim insanı Hulusi Behçet ile başlanması da çok manidardı bana göre. Bunların yanında sağlık alanında Osman Cevdet Çubukçu ile beraber Süreyya Tahsin Aygün, Remziye Hisar, Sadi Irmak, Afet İnan, Kamile Şevki Mutlu, Nüzhet Gökdoğan, Cahit Arf, Mustafa İnan, Nazım Terzioğlu, Sait Akpınar, İhsan Ketin, Jale İnan, Feza Gürsey burada anlatılan değerli büyüklerimizden birkaçı.
Hemen akabinde Cumhuriyet tarihimizde derginin kendi sayılarının nelere değindiği, hangi konular hakkında yıllar evvel ne araştırmalar yaptığı ve bunun günümüzdeki karşılığı irdelenmiş. Bu aslında bir derginin ne kadar uzun süre yayın hayatında tutunmayı başardığının da bir göstergesi olarak sayılabilir kanımca. Deprem konusunda yaptıkları araştırmalardan bahsetmişler ki yılın henüz başında Şubat ayında yaşadığımız felaketin üstünden daha 2 gün geçmemiş bile sanki. Yaşananları özetlerken bu en acı olaylardan birisiyle başlamaları ve unutmamaları çok önemliydi bana göre. İstanbul’da meşhur bir hastaneye de adını veren ve ülkemizde ilk kalp naklini dünyada yapılmasından yalnızca bir yıl sonra gerçekleştiren rahmetli Siyami Ersek de anılanlar arasında yerini almış. Bu sayının anlamlı ve özel bir sayı olduğundan bahsetmiştik. 50. Yıl Özel sayısı sonrasında 100. Yıl Özel sayısını yayımlamak da dergiye nasip olduğu için onun gıyabında hepimiz gururlandık. Marmara Araştırma Merkezi, GAP Projesi, Cumhuriyetin Salgın Hastalıklarla Sınavı, Jeotermal Enerji, Türksat uydumuz ve onun tarihi gibi pek çok konu da bu bölümle kendisine yer bulmuş. Daha bu kısma geldiğimde bile bu yıl yayımlanan en iyi sayı olduğunu rahatlıkla söyleyebilecek durumdaydım.
Bundan sonra Türk Havacılık Tarihi üzerine değiniyoruz. Burada Osmanlı döneminde yapılmak istense de ekonomik sebeplerin yanında iş bilmez, hatta vasıfsız ve beceriksiz insanların adeta ele geçirdiği yönetim kademelerinin de aksaklığıyla ilerlemesi becerilemeyen ama istenen, Cumhuriyet döneminde ise tüm engellere rağmen kendini geliştiren ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İstikbal Göklerdedir’ deyiminin dilimize yerleştiği dönemlere uzanıyoruz. Burası şundan önemlidir: Bu basiretsiz ve vasıfsız pek çok önemli konumda koltuk sahibi andaval sürüsü bizim tarihimizde -günümüzde de- o kadar yoğundur ki, Vecihi Hürkuş’u neredeyse duymayan yoktur ama bir insan uçak yaptı diye hapse atmak, çok daha farklı kelimelerle anlatılır ancak terbiyemiz burada buna müsaade etmemektedir. Bir insanın uçak yapması ve uçurması ödüllendirilecek bir durumken, uçak uçurmak için kimseden izin almadı diye –izin alacak yetkili merci olmaması da suçtur o halde- bir insanı hapse atmak akılla açıklanacak bir durum değildir.
Bunun ardından bir diğer uzun konumuzda ise bizleri Milli Teknoloji Hamleleri karşılıyor. Tabi benim bildiklerim dışında bilmediklerimin daha fazla olduğunu görmem de bana kendimi iyi hissettirdi. Ne olursa olsun tam bir bağımsızlık için yerde olduğu kadar gökte de hakimiyet kurmanın gerekliliği açıktır. Bu süreçte yapılan aşılar olsun, yosunların kullanılarak bunlardan jet yakıtları elde etmek olsun, savaş ve sondaj gemileri olsun, ilk SIHA gemimiz olsun pek çok araştırma bu bölümde yer ediniyor. Açıkçası bunlarla gururlanmayan, bunların altından başka şeyler aramaya çalışanın da kanından şüphe ederim. Savaş araçlarımız, helikopterlerimiz, iha ve sihalarımız olsun, elektrikli traktör sonrası TOGG marka arabamız olsun bunların hepsi büyük meseleler. Zamanında bizim ülkemizin asil insanları araba ürettiler ama içimizdeki çürükler içindeki benzini çalarak bunu sabote etmekten hiç utanmadılar. O yüzden bunları savunacak, sahip çıkacak ve geliştireceğiz. Hiçbir şey yapamazsak kendini bu işe vakfetmiş, bu yolda yürüyen insanlara destek olacağız.
Tabi pek çok yerli üretim var bu bölümü özellikle o sebeple tavsiye ediyorum. Bunun dışında TEKNOFEST ile yapılan etkinlikler ve bu etkinlikte yapılanlar incelenmiş. En sona da uzaya gidecek insanlarımıza ve uzay araştırmalarımıza yönelik yazılar yazılmış ve dergi sona erdirilmiş. Sonunu biraz aceleye getirdim daha detaylı anlatmak isterdim ancak daha evime gideceğim. Şimdi dergiyi okumak isteyenlerimiz olurlarsa onlara da müjdeyi daha evvelden pek çok kere verdiğimiz gibi yine verelim.
Hepimize iyi okumalar, mutlu akşamlar dilerim..
·
336 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.