“Çocuğun tanrıların bile korktuğu bir canavarı alt edecek.” Kahin kendisine doğacak çocuğunun bir kahraman olacağını müjdelediğinde oğlu olacağını düşünmüştü Alkaios, nitekim minik kızını kucağına aldığında oğul sahibi olmaması umrunda değildi bu miniği yıldızlar kadar seveceğini daha o an anlamıştı. Ruh anlamına gelen Psykhe adını verdi ona ve onu Yunan toplumunun kadınlara biçtiği dokumacılık, dikiş, yemek yapma gibi işlerden azade kılıç ve yay kullanan, iyi ata binen, canavarlarla dövüşen bir kız olarak yetiştirdi. Eros; Arzu Tanrısı… Prometheus’un insanları yaratıp onlara ateşi hediye etmesine tanıklık etmiş. Gökyüzü ve Toprak’ı birbirine aşık etmiş ama sonunda kendi inzivasına çekilmiş Eros. Afrodit’in oğlu… Psykhe ve Eros’un aşk hikâyesini bilirsiniz. Miken Kralı’nın kızı Psykhe öyle güzeldir ki herkes onun güzelliğini Aşk Tanrıçası Afrofit ile kıyaslamaya başlayınca Afrodit onu kıskanmış ve oğlu Eros’u onu çirkin, ucube bir adama aşık etmekle görevlendirmiştir. Eros bu görevini ifa ederken minik bir hata yapar ve Afrodit’in lanetine bulanmış oku yanlışlıkla kendine saplar. Psykhe’in aşkıyla kendinden geçen Eros çok iyi bilmektedir ki Psykhe onu görürse sonsuza dek ayrılacaklardır. Luna McNamara’nın bu antik mitolojik aşk hikâyesini alıp kendine has üslubuyla öyle güzel yorumlamış ki masal tadında, benzersiz bir roman ortaya çıkmış. Psykhe ve Eros’un bölüm bölüm anlatımlarıyla okuduğumuz kitap muhteşem bir aşk hikâyesi olmasının yanı sıra feminist unsurlara da yer vermesi ve şiirsel anlatımıyla büyüleyici. Madeline Miller, V. E. Schwab ya da Jennifer Saint hayranlarının çok seveceğini düşünüyorum. İçtenlikle tavsiyedir

Psykhe ve ErosLuna Mcnamara · Dex yayınevi · 090 okunma

·

277 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elvan