Gönderi

166 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Are We Not Men?
Wells'in "Zaman Makinesi" ve "Dünyalar Savaşı" ile birlikte en çok bilinen, sinemalaştırılan bu romanı, yazarın çokça sevdiği üzere, bilimkurguyla korkuyu harmanlıyor fakat "çılgın bilimadamı" arketipini de barındırmasıyla beraber, korku külliyatına daha çok yön vermiş görünüyor: İnsan beyniyle düşünebilen hayvan distopyası Maymunlar Cehennemi'nden Yaratık serisine, Jurassic Park'ın raptorlarından çocuklar için Ninja Kaplumbağalar'a, He-Man'in Hayvan Adam'ına değin uzanacak yelpazeler sundu, yayınlandığı dönemde emeklemeye başlayan sinema perdesinde. Romanın direkt uyarlamalarına gelecek olursak, en başarılısı elbette Charles Laughton'un Doktor'u oynadığı 1932 tarihli Island of Lost Souls'tur. Buradaki Panter Kadın (Lota) karakteri romanda yoktur fakat Brando'nun da filmografisine kara leke olarak işlenecek sonraki uyarlamalarda yine kullanılmıştır. Romanda dişi karakterlerin tekil olarak üzerinde durulmaz. Puma Adam ve Yarı Domuz Yarı Sırtlan Adam gibi yırtıcılar tehdit unsuru olarak karşımıza çıkar. Perdede "Dracula" Bela Lugosi'nin ölümsüzleştirdiği "Are We Not Men?" sorgusu, bu yarı insan yarı hayvanların var oluşlarını kabulden sorguya, sancıya dönüştürür bir anda, bu "yeniden" kurgulama kanımca romana göre daha başarılıdır; zira Wells'in kaleminde, güzel fikirleri ustaca pişirebilen yazarların aksine, bir çiğlik var, türün beğendiğim kalemleriyle kıyasladığımda, en azından, bana öyle geliyor. Ada öyküsü olarak ele alırsak eğer, 1924'te ABD'li yazar Richard Connell'in kaleme aldığı kısa öykü "The Most Dangerous Game" ile aynı ruhu taşır: 8 sene sonra ilk perde uyarlaması yapılmış bu eser de "insan avı" dediğimiz alt türü janraya işler. 1940'ta Dr. Cyclops perdede boy gösterecektir: Yakaladığı insanları küçülterek üstlerinde deneyler yapan bir başka "çılgın bilim adamı" elbette selefinin ayak izlerinden gidecek ve dahi aynı stüdyodan çıkış yapacaktır (Paramount). Giovanni Scognamillo'nun "Panter Kadın" yüzünden "hayatımda korktuğum tek filmdi" dediği (sonrasında babasıyla film setlerine gitmiş ve işin mutfağını gördüğü için bu korkusunu yenmiştir) "Kayıp Ruhlar Adası", her okurun değil belki fakat her sinefilin okuması gereken bir kitaptır, bana göre. Çeviriye not: Ufak tefek typo hataları editörün boynuna ancak çeviride mütercimin uygun gördüğü garabet kelimeler mevcuttu, Üster'in diğer çevirilerinde bu denli göze batmıyorlardı, burada rahatsızlık verdiklerini belirtmiş olayım.
Doktor Moreau’nun Adası
Doktor Moreau’nun AdasıH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20227.7k okunma
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.