Gönderi
Günaydınlar, mutlu sabahlar herkese
Bugün sizlere öyle bir kitapla geldim ki yazarımızın güçlü kalemi, sade cümleleri vee şaşırtıcı sonu için can-ı gönülden tebrik ediyorum.
Hakkâri Yüksekova'da yaşayan 3 kardeşten en büyüğüdür Adar. Zap suyu gibi hızlı, ulaşılmaz bir çocuktur. Çok azmedip okumuş, avukat olup sonrasında ağır ceza hakimliğini seçmiştir. Bu mesleği seçmesinin en büyük sebeplerinden biri de, geçmişindeki gizli yarası kardeşi Kardelendir. Bir sabah çarşıya giden abisinden gofret istemiştir Kardelen. Ama nereden bilsin minübüste kardeşi ile son kez göz göze geldiğini Adar. Ömrü boyunca keşke o çarşıya gitmeseydim diye yandığı vicdan azabı. Kardeşinin üzerinde ki tüm şüpheler Kardelen'i isteyen dayı oğlu Baver'i işaret eder. Yıllarca süren takipten ve iz sürmeden hiçbir sonuç elde edemez Adar. Ve bir ağır ceza hakimi olan Adar hakimliğe başlar başlamaz kendi adaletini sağlamak için planlar kurmaya başlar. Hayatına bir anda giren aşk onu bu intikamdan bir adım uzak tutsa da âşık olduğu Belma'yı bile gözü görmez ve çift kişilikli bir dünyaya adım atar. Gündüzleri adalet sağlayan bir ağır ceza hakimi diğer yanda gözünü dahi kırpmadan tek tek cezasını kestiği seri bir katil.
Okurken çok çok etkilendiğim, sonunda çok çok şaşırıp, çok üzüldüğüm bu harika kitabı kesinlikle okuyun. Emeğinize sağlık @inanc_turker_ tebrik ediyorum hocam kaleminiz daim olsun inşallah
Alıntı
.
.
Hatıra denen, o sanal sinemalar olmasa, hayatın gişesinde bekler mi insan?( syf 9)
Kurtla bir olup öldürüyorlar, çobanla birlikte yiyiyorlar, sahibi ile oturup ağıyorlar (syf 35)
Zamanın şifa olamadıkları, yaşayan ölüye dönüyordu (syf 37)
Reçetesiz alınıp, haricen kullanılan acılar, her bünye de aynı tesiri göstermiyordu (syf 40)
Acı, vücudun size seslenişidir, onu dinleseniz iyi edersiniz,derdi. Benim acım seslenmiyor, çığlık atıyor dedi (syf 134)
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.