Tanrının bize verdiği hediyeler bir yandan bizim lanetimiz olabilir mi?
Cinsellik, hormonlar, duygular, düşünceler... Cinsellik ve hormonlar seni bir adama/kadına aşık edebilir güzel şeyler yaşatabilir, ama insanoğlunun o garip doğası işlemeye devam ettikçe bu durum tersine dönebilir; seni etkileyen başka bir adam/kadın bulabilirsin ve sırf bu yüzden birlikte olduğunu kişiyi düşünmeden terk edip aldatabilirsin. Duygular... Birisine karşı bir şeyler hissedersin, -aşk diyorlar- karnında kelebekler uçuşur ve hayat rengarenk olur iyi bir insan olursun, ta ki reddedilene, önemsenmeyene, dışlanıp, istenmeyene kadar.. Karnında uçuşan kelebekler artık dışarı atmak istediğin safraya dönüşür, iyi olan her şeyin yerine kötüyü koyarsın hayat siyah beyaz olur ve katılaşırsın.. Düşünceler... Tanrı Hitler'e güzel bir yetenek verdi. Bir ressamdı. Düşünceleri ve vizyonu ona bir açı kazandırdı. Estetik duygusu. Düşünceleri sayesinde iyi bir boyayı seçip iyi bir resim paletinde onları karıştırıyor ve harika resimler yapabiliyordu. Ama reddedildi, istenmedi, yetersiz görüldü. Resim paletlerini tank paletleriyle değiştirdi. Ne kadar garip değil mi :)? Etrafında bohem ve marjinal denebilecek kızlarla Avusturya kafelerinde kahvesini yudumlayıp hayatın kavramları ve dertleriyle alay edip resimleri için ilham arayacak adam birkaç yıl sonra bütün akademiyi, Avrupa'yı yerle bir etti.
Hediye mi Lanet mi?
Benim buna cevabım, bunun kararı insanın dönemlerine göre değişir. İyi bir dönemdesinizdir, kadınlarla iyi anlaşırsınız, paranız vardır, başarılısınızdır cevabınız hediye olur.
Tam tersi bir durumdaki birisi için hediye demek mümkün müdür?
Bunu da neden yazdım bilmiyorum ama düşünmek iyi geldi.