Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Avrasya bozkırlarında, özellikle de İdil-Ural'da mezolitik kültürel-ekonomik olgunluk çağının temelinde M.Ö. IV.-III. Binyılda "oyma mezar" ya da "kurgan” kültürü denilen bozkır kültürü şekillenmiştir. Kurgan setler, hayvancılık yapan bozkır göçebelerinin bozkır peyzajının ayrılmaz bir unsuru olarak bir bakıma onların etno-kültürel pasaportlarını oluşturmuştur. Bozkırlarda kurgan, sık yapılan göçler neticesinde akrabalarının mezarlarının kaybolmaması için oluşturulmuştur. Yerleşik düzene geçmiş kabileler için bu tür yapılara gerek duyulmamıştır. Bu kabileler, mezarlarını uzun asırlar boyunca kendi bölgelerinin sınırları içinde, hatta yaşadıkları evlerin içine kazmışlardır. Kurgan kültürü kendi adını özel mezar yapısından almaktadır. Genellikle dikdörtgen ve geniş bir çukur kazılır, çukurun tabanı kamış, ot veya keçe ile kaplanır. Çukurun üzerine ise birkaç tabakadan oluşan kütükler yerleştirilir, ondan sonra da mezarın üzeri, kazılan höyüğün toprağı ile kapatılır. Ceset mezara sırt üstü, başı güney cihetinde, ayakları ise genellikle dizlerden bükülü olduğu halde yerleştirilirdi. Mezar çukurunun dibine ve kemiklerin üzerine bol bol aşı boyası serpilirdi (Merpet, 1974). İşte İdil-Ural nehirleri arasındaki bozkırlarda çıkan kurgan kültürü kendi doğumunu böyle gerçekleştirmiştir. Kurgan tipi mezara cesedi, kendisine ait olan bazı eşyalarla birlikte koyarlardı. Umumiyetle uçları rötuşlanmış, geceleri görülebilen çakmak taşlarından yapılmış levha, borumsu kemiklerden ve hayvan boynuzlarından yapılmış küçük şeyler konulmaktaydı. Ayrıca mezarın başucuna, kurban edilmiş koç vücudunun bir parçası, umumiyetle kafası ve kürek kemikleri konmaktadır.
Sayfa 42 - 43 - PdfKitabı okudu
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.