Herkese selam. Yazın seçtiğim berbat kitapların acısını çıkarıyorum sanırım. :) Yine güzel bir kitapla geldim. Hikayemiz Avustralya'dan Amerika'ya uzanan uzuuun bir hikaye. Bi' 28 yıl kadar. Baş karakterimiz Kimberley (Kim) Northampton Halk Merkezi'nde haftada üç gece fotoğrafçılık dersi veren bir öğretmen. Bir gün yine bir ders arasında her zaman indiği kahvecide kahvesini yudumlarken Stuart Went adında bir adamla yolları kesişir. Öyle ki adam Kim'in 28 yıl önce Manson'da ardında hiçbir iz bırakmadan kayıplara karışan küçük kız kardeşi Sammy Went olduğunu iddia etmektedir. Öyle böyle iddia değil haa DNA raporuyla gelmiş. %98,4 uyumlular. :) Tabii Kim şoka uğrar çünkü 28 yıldır yaşadığı hayat bir yalandan ibarettir. Annesi annesi değil, babası babası değil. Eve gidip üvey babası Dean'den 28 yıl önce Manson'da yaşanan olayla ilgili bilgi almak istediğinde tek bir cevap alacaktır; bilmediğin çok şey var, Kim. Bu cevap Kim'in içindeki merak duygusunu daha da alevlendirerek Amerika'ya abisi Stuart ile birlikte yola revan olmasına sebep olacaktır. İşte kitap Kim'in gerçeğine ve geçmişine yolculuğunu anlatıyor. Kimberley Leamy ile Sammy Went'in dünyalarını resmen çarpıştırıyor. Kitap; şimdiki zaman ve o zaman şeklinde bizlere 28 yıl önce neler yaşandığını, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösteriyor. Kitabı okuduğunuzda böyle olması hayırlı olmuş diyeceksiniz bence. :/ Tabii karakterimizin kendi başına iş halletmeler gibi saç baş yoldurucu kararları olmadı değil. Yazarın ilk okuduğum kitabı ve olayları anlatımını çok beğendim. Bunun için çevirmenimize
Aysun Babacan de ayrı teşekkür ediyorum. Ters köşelerle de çok güzel yanıldık ama iyi yanıldık. :D Geçmiş, köpekbalıkları ve canavarlarla dolu, derin ve karanlık bir okyanus. Ama yine de bir yere doğru yüzmek gerekiyor, değil mi? Herkese keyifli okumalar. Tısssss :D Anladınız siz.