Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 48 days
"Bir Milletin Yeniden Doğuşu: Atatürk" Üzerine Bir İnceleme
"Türkler artık kendi ülkelerinin yönetiminde söz sahibi olduklarına, milletin, egemenliğini gerçekten elinde tuttuğuna inanmaya başlayacaklardı. Mustafa Kemal'in rejimi, hiç olmazsa dış görünüşüyle, kökünü tabandan alan ve temelden tavana doğru gelişen bir rejim olacaktı. Şimdi giriştiği iş, askeri alanda kazanmış olduğu zaferlerden de, Lozan'da gütmekte olduğu diplomatik savaştan da daha zordu. Çünkü tutucu ve inatçı bir halkın bütün alışkanlıklarını, düşüncelerini değiştirecek köklü bir devrimin temelini atacaktı. Üstelik, halkın yorulmuş ve artık uzaklaşmış olan düşman tehdidi karşısında, kendini eski umursamazlığına bırakmaya başlamış olduğu bir sırada... " Modern Türkiye'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet üzerine yazılan kitapları okumayı gerçekten çok seviyorum. Cumhuriyet fikrini anlayabilmek için yakın tarihi de anlamak gerekiyor.
Lord Kinross
Lord Kinross
, Atatürk üzerine gerçekten ciddi araştırmalar yapmış, çok fazla kaynağa başvurmuş ve güzel bir kitap sunmuş bizlere. Bende 100.yıl münasebeti ile okumak istedim. 30 Ağustos-29 Ekim tarihlerinde okuma hedefimi tamamladım ve kendi adıma gurur duyuyorum. Kitaba geçersek, kitap 3 bölümden oluşuyor. 1. bölüm "Osmanlı İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküşü" başlığından oluşuyor. Bu bölümde Atatürk'ün çocukluğuna, aile yaşamına, eğitim hayatına, etkilendiği insanlara ve fikirlere, askeri ve siyasi duruşuna, kazanılan zaferlere ve adının duyuluşuna, yenilgilere, Osmanlı'nın nasıl yavaş yavaş çöktüğüne dair bilgiler okuyoruz. Atatürk'ün belli başlı isimler hakkında ne düşündüğü, Osmanlı'nın içinde yaşayanlara ve yaşamayanlara olan tavrından, Osmanlı subaylarının dışarıdan nasıl bahsedildiğinden çokça bilgiler var. "Bir Makedonyalının Doğuşu" ile başlayan bölüm "Direniş Hazırlıkları"na kadar sürmektedir. Mustafa Kemal'in Atatürk olacağı aslında çocukluğundan gelen mizacı ile çok bağlantılı. Bağımlı olmayı sevmeyen, otoriter (kitabın ilerleyen bölümünde diktatör vurgusu yapılıyor), ne yaptığını bilen, zeki, lider ruhlu, sözünü geçirebilen ve sakınmayan biri. 2. bölüm "Kurtuluş Savaşı" başlığı ile devam ediyor. "Savaşımın Başlangıcı" ve "Lozan Antlaşması'nın İmzalanması" ile biten bir bölüm. Bu bölümde kongreleri, cemiyetleri ve İstiklal Harbi'ni en iyi şekilde görebiliyoruz. Kitabın kalbi diyorum ben bu bölüme. İstilalar, istifalar, yardımlar, iç karışıklıklar, fakirlik, yorgunluk ve zaferlerle dolu bir bölüm. Bu bölümde beni en çok etkileyen kısım şuydu: (Sakarya Savaşı bölümünde) "Yıllar sonra bir ressam, Mustafa Kemal'e Sakarya Savaşı'nı resmeden bir tablo hediye etti. Kendisi, ön planda, yağız bir savaş atına binmiş olarak görünüyordu. Ressam, tebrik beklerken, birdenbire Mustafa Kemal'in "Bu tabloyu kimseye göstermeyin" demesi üzerine şaşırıp kaldı. Kim ne söyleyeceğini bilemiyordu. Mustafa Kemal açıkladı: 'Savaşa katılma olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri bir kemikten ibaretti, bizim de onlardan geri kalır yerimiz yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da, savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle Sakarya'nın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum.' " Öyle bir dönem ki, ne ararsanız var. Yoksulluk, ihanetler, defalarca savaşa maruz kalmış bir halk, iç bunalımlar vb... Buna rağmen kazanılmış büyük bir zafer var. Lozan gibi bir antlaşma ile taçlandırılmış. 3. bölüm "Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğuşu ve Yükselişi". "Cumhuriyet'in İlanı" ile başlayıp "Atatürk'ün Ölümü" ile biten bir bölüm. Anlayacağınız üzere doğum ile başlayıp ölüm ile biten bir kitap. Bu bölümde iç isyanlar, inkılaplar, duruşmalar, dil ve tarih üzerine çalışmalar, demokrasi denemeleri, Türkiye'nin Dünyadaki yeri üzerine birçok bilgi mevcut. Bu bölümde okuduklarımız Cumhuriyet'in iskeletini oluşturuyor. Türkiye'nin konumu itibariyle getirilebilecek en yüksek noktasını görüyoruz. Atatürk'ün fikirleri, tavrı ve önde olması noktasında baskın olduğunu görüyoruz. Otoriterliği elbette mevcut. Diktatörlük noktasında yaptıkları da vurgulanıyor kitapta. Verdiği kararların bazılarına karşı çıkan arkadaşlarına aldığı tavırlar, kestirip atmalar ya da mesafe koymaları okuyoruz. İsmet İnönü ile yaşadığı tatsızlıklar, diğer silah arkadaşları ile olan ilişkilerini çokça okuyoruz. Silah arkadaşlarının da ona tavrı daha keskin olabilmiş tabi. Kitapta Atatürk'ün özel hayatı ile ilgili bilgiler mevcut. Bazıları dedikodu gibi gelse de çoğu bilgi kaynaklandırılmış. Ben objektiflik açısından bunları doğru buluyorum. Yabancı kaynakları okumak kesinlikle faydalı. Kendi tarihimiz yanlı anlatılabilmektedir. Belli başlı çözümlemeleri yapmakta yararlı olduğunu düşünüyorum. Okuduğumuz bazı kısımlar bizleri şaşırtabilir, çok kötü ya da çok iyi gelebilir. Rahatsız da edebilir. Bugünün şartları ile o zamanı değerlendirmek kesinlikle çok yanlış bir tavır. İki büyük savaştan çıkmış bir ülke var ve elde kalan toprak parçasını toparlamaya çalışan vatansever askerler ve insanlar var. Bu bizim tarihimiz açısından büyük onurdur. Yapılanlar rastgele yapılmamıştır. Kurulan Cumhuriyet rejimi aydın insanların düşünerek, okuyarak ve stratejik zekaları sayesinde var olmuştur. Atatürk gibi bir entelektüeli yalnızca yarım yamalak, iki lokma bilgilerle değerlendirmek akıl işi değildir. Savaş anında sağlam tutulmaya çalışılan bir psikoloji ve siyasi sorumluluklar vardır. O zamana göre alınabilecek doğru kararlar alınmıştır. Her alanda topyekün bir kalkınmaya girişmenin özgüveni ancak belli başlı insanların yapabileceği bir şeydir. O da bize nasip olmuştur. Atatürk gibi bir cevher, vatansever silah arkadaşları ve bu vatanın kurtuluşu için çabalayan tüm halkımıza gösterdikleri çaba, emek için minnettarım. Sonsuz saygı ile önlerinde düğme ilikliyorum.
Atatürk
AtatürkLord Kinross · Altın Kitaplar · 20182,004 okunma
··
63 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.