Gönderi

KUYULARI AÇMAK
İbrahim’in mucize oğlu İshak bir keresinde kendisini kurak bir zamanda buldu: "İbrahim’in yaşadığı dönemdeki kıtlıktan başka ülkede bir kıtlık daha oldu... RAB İshak’a görünerek, “Mısır’a gitme” dedi, “Sana söyleyeceğim ülkeye yerleş. Orada bir süre kal. Ben seninle olacak, seni kutsayacağım.” (Yaratılış 26:1–3) Tanrı İshak’a rahatlığın bulunduğu Mısır’a kaçmamasını, ama onu koymuş olduğu yerde kalmasını söylüyor. Birçok kez kendimizi kuraklıkta bulduğumuzda, ilk düşündüğümüz şey “Buradan gidiyorum” cümlesidir. Eğer bir sabah duası zamanında Tanrı’nın varlığını hissetmediğimizde, zihnimiz yolunu şaşırmaya başlar ve gün boyunca yapmamız gereken bütün o işleri düşünürüz. Dua zamanımızı aceleyle bitirir ve yapılacak listemizi yapmaya koyuluruz. Eğer katıldığımız kilisenin ortamı bize kurak gelirse, Tanrı’ya bile sormadan içimizden ruhsal heyecanın olduğu ve harika vaazlar verilen başka bir yere gitmeye karar veririz. Ya da sosyal hayatımız veya işimiz kurak görünürse, ekonominin büyüdüğü bir başka şehre yerleşmeyi göz önüne alırız. Şöyle düşünürüz, Eğer burada kalırsam, kuruyacağım ve Tanrı’nın hayatımdaki planının gerçekleştiğini asla görmeyeceğim. Bu gibi düşünceleri aklından geçiren pek çok Amerikalı Hristiyan var. Bunlar kurak olmayan bir yer bulma umuduyla bir sosyal platformdan bir diğerine, etkinlikten etkinliğe, kiliseden kiliseye, kentten kente kaçıp dururlar. Kuyuları kazmak ve bulundukları yere taze su taşımak için Tanrı’nın onları kullanmasına izin vermek yerine, rahatlık ve huzur bulmak için “Mısır’a giderler.” Anlamadıkları şey, bu kurak zamanların birçoğunda Tanrı’nın onlara verdiği vizyonu ortaya çıkarmayı tasarladığıdır. Her zaman böyle olmayabileceğini biliyorum, çünkü Tanrı’nın bizi yeni bir yer için hazırladığı ve eskisinin kurumasına izin verdiği zamanlar da vardır. Burada anahtar nokta Tanrı’nın Ruhu tarafından yönlendirilmektir! Eğer bir şey demiyorsa, o zaman kalın ve savaşın! Tanrı’ya itaatinin ve kurak diyarda kalmasının sonucunda İshak’a ne olduğuna bakalım: "İshak o ülkede ekin ekti ve o yıl ektiğinin yüz katını biçti. RAB onu kutsamıştı. İshak bolluğa kavuştu. Varlığı gittikçe büyüyordu. Çok zengin oldu. Sürülerle davar, sığır ve birçok uşak sahibi oldu. Filistliler onu kıskanmaya başladılar. Babası İbrahim yaşarken kölelerinin kazmış olduğu bütün kuyuları toprakla doldurup kapadılar... Babası İbrahim yaşarken kazılmış olan kuyuları yeniden açtırdı. Çünkü Filistliler İbrahim’in ölümünden sonra o kuyuları kapamışlardı. Kuyulara aynı adları, babasının vermiş olduğu adları verdi." (Yaratılış 26:12-15,18) İshak, ekinlerinin büyümesi için ihtiyaç duyduğu suyu babasının kuyularını yeniden açarak elde etti. Bu kuyuları Filistliler kapatmıştı. Tıpkı İshak gibi, bizim de Tanrı’nın çürümez tohumunun yüreğimizde olgunlaşması için çaresizce ihtiyaç duyduğumuz suyu çoğunlukla açılmış kuyulardan çekmemiz gerekir. Filistliler dünya ve onun düzenidir. Çoğu zaman bu dünyanın düzenine çok yakınlaştığımızda, farkına varmadan kuyularımız kapanır. Kuyularımızı yeniden açmamız çok kritiktir, çünkü ancak böylelikle canlarımızın sulanması için gereken suyu sağlayabiliriz. Günümüzde kültürel değerlerin Mesih’in bedenini işgal etmesi nedeniyle birçok kuyunun “kapandığına” inanıyorum. Diri suların kaynağı olması gereken kilise, düşmanın ayartısına, kuyuların kapanmasına izin verdiği için mi kurak bir yer haline geldi? Sormamız gereken şey, acaba Tanrı’nın, kilisesini taze suyla yenileyip yenileyemeyeceğidir. Cevap elbette yenileyebilir! Yeşaya çok güzel bir biçimde şu tabloyu resmeder: "RAB her zaman size yol gösterecek, Kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız. Halkınız eski yıkıntıları onaracak, Geçmiş kuşakların temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. ‘Duvardaki gedikleri onaran, Sokakları oturulacak hale getiren’ denecek sizlere." (Yeşaya 58:11-12) İshak’ın kendi zevki ve rahatı için refah bir ülkeye gitmemesi gibi, bizler de (işleri kendi bildiğimiz gibi yapmayarak, kendi zevkimizi aramayarak ya da Tanrı’nın sözünü onurlandırarak) iyi sulanmış bir bahçe ve suları tükenmeyen bir kaynak gibi olacağız! Eğer işleri Tanrı’nın yoluna göre yaparsak, Tanrı diri sularını bizim aracılığımızla kuru ve susuz insanlara taşıyacaktır. Tanrı, bizi dünyanın kapattığı kuyuları yeniden kazmaya yönlendiriyor. Bir kez daha bu iş sabır ister ve birkaç saat, gün, hafta, ay, hatta yıldan fazla sürebilir.
Sayfa 125Kitabı okudu
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.